Alerji testi ve çevre düzenlemesi

Alerji testi ve çevre düzenlemesi

Küf alerjisinde çevre önlemleri

Özellikle okul çağındaki çocuklarda bir diğer solunum yolu alerjisi türü rutubet küfüne karşı olan alerjilerdir. Alerji testlerinde taranan Alternaria, Aspergillus, Cladosporium ve Penicillium adı verilen dört grup küf mantarı türü vardır. Bunların bir kısmı ev içinde bir kısmı ev dışında daha yoğun görülür. Ancak bu mantarların yoğunluk derecesi değişse bile hem ev içinde hem de ev dışı gelişebileceği göz önünde bulundurularak herhangi birine alerji saptandığında önlemlerin hem ev içinde hem de ev dışında alınmasında fayda vardır.

Ev içindeki küf mantarlarından korunmanın en önemli yolu, duvarlardaki su sızmalarının önlenmesidir. Su borularının geçtiği alanlarda duvarlardan veya çatıdan su almaya bağlı tavanda rutubet/küf gelişebilir. Sıvanın ve boyanın kabarması veya siyah yeşil renk değişikliği şeklinde görülebilecek bu küf türünden kurtulmanın yolu su kaçağının durdurulması ve duvar kuruduktan sonra su bazlı, kokusuz bir boyayla o bölgenin tadilatıdır.

Küf mantarları toprakta da bulunabileceğinden küf alerjisi olan çocukların evinde çok fazla saksı çiçeği bulundurulmaması önerilir.

Ev dışında da çürümüş yaprakların çok bulunduğu ormanlık alanlardan da uzak durulmalıdır. Yerleşim alanı seçerken bu bağlamda su yataklarına çok yakın olmamakta fayda vardır.

Evin güneş gören ara katta yer alması ve mümkünse pencerelerinin ahşap olması ev içi rutubeti azaltacağından tercih sebebi olmalıdır. Isı kaybının azaltılmaya çalışıldığı aşırı izolasyon yapılmış ve pencerelerin PVC olduğu apartmanlara hava girişi azaldığından bu tip evler rutubete daha yatkındır.

Müstakil evlerin bodrum katlarında toprak altında kalan kısımlarda veya toprakla temas eden duvarlarda rutubet ve küflenme çok sık görülen bir durumdur. Böyle bir sorun varsa küf sporları o odanın kapısı kapalı tutulsa bile orayla sınırlı kalmaz. Ev havası katlar arasında yayılır. Bu yüzden temel çözüm için önce fiziksel düzeltme yapılıp topraktan nem alma sorunu giderilmeli, ardından da içeriden küflü aian kurutulmalıdır.

Hayvan alerjisinde çevre önlemleri

Alerjiye yatkın olan bir çocukta alerji gelişmeden önce hayvan teması olmasının genel anlamda alerji gelişimini azalttığını Hijyen Teorisi kapsamında 1. bölümde ele almıştık. Ancak eğer hayvan alerjisi bir kez gelişmişse, hastalık kontrolü açısından alerjik olunan hayvanın evde bulundurulmaması en etkili çözümdür. Çünkü alerjik olunan maddeye ne kadar az maruz kalınırsa, hastalığın iyiye gitme ihtimali o kadar artar.

Ancak ailenin bir üyesi olarak kabul edilen evcil hayvanın uzaklaştırılmasının kolay olmadığı da bir gerçektir. Böyle durumlarda ev tozu alerjisinde yaptığımız gibi ev içinde alerjik maddenin mümkün olduğunca azaltılma yoluna gidilmesi gerekir. Zorunlu olarak temas edilen bir miktar hayvan alerjenine de vücudun tepki vermemesi için alıştırma yöntemi, dilaltı aşı tedavisine, başvurmak en uygun yaklaşımdır.

Bazen de hayvan evden uzaklaştırılsa bile, hayvan besleyen arkadaşlar ya da aile bireyleri kanalıyla hayvan alerjenine temas ve bunun sonucunda hastalık alevlenmesi görülebilir. Bu durumda hayvanın uzaklaştırılmasına ek olarak yine de dilaltı aşı tedavisi seçeneği değerlendirilmelidir. Bu kararların tümü aileyle birlikte çocuk alerjisi uzmanı tarafından hastalığın şiddetine göre verilmelidir.

Şimdi isterseniz önce en sık görülen evcil hayvan alerjilerinden biri olan kedi alerjisine karşı alınabilecek önlemlerden söz edelim.

Kedi alerjisi önlemleri

Öncelikle kedi alerjisinin çoğunlukla kedinin tüyüne değil salyasına ve idrar dışkı gibi atıklarına karşı olduğunu belirtmek gerekir. Bu atıklar kedinin tüyüyle birlikte etrafa yayılır. Bu yüzden kedinin tüylerinin kısa ya da uzun olması alerji geliştirme riskine çok fazla etki etmeyen bir özelliktir.

Kedinin alerji yapıcı atıkları dış ortama çok dayanıklı, uzun süre canlılığını koruyan maddelerdir. Bu maddelerin kedi evden uzaklaştırılsa bile eşyalar üzerinde yaklaşık bir yıl alerjik etkisini koruyabildiği gösterilmiştir. Hatta evinde kedi besleyen bir misafirin kıyafetleriyle taşınabildiği ve alerjik çocukta belirtilere neden olabildiği bilinmektedir.

Kediye ait alerji yapıcı maddenin boyut olarak küçük olması ve buna bağlı olarak uzun süre havada asılı kalabilmesi hava temizleyicilerle uzaklaştırılabilir olduğunun işaretidir. Bu anlamda evde sürekli olarak bir hava temizleyici çalıştırmak havadaki küçük boyutlu alerji yapıcı maddeleri azaltır.

Buharlı temizlik aletlerinin ev tozu akarı ve küf sporlarının yanı sıra kediye ait alerji yapıcı maddeleri de etkisiz hale getirdiği bilinmektedir. Bu yüzden bu aletlerle yapılacak genel bir temizlik, evdeki alerji yapıcı madde miktarını azaltmada ek katkı sağlayabilir.

Bunun yanı sıra kedinin yatak odasına girmesinin engellenmesi alerjik çocuğun gece boyu alerji yapıcı maddeye temas etmesini engelleyecektir. Mümkünse kedinin evin bir tek odasında tutulması genel anlamda hastanın alerji yapıcı maddeyle temasını azaltacaktır. Eğer fiziksel bir temas söz konusuysa çocuğun kediyi elledikten sonra hemen ellerini su ve sabunla yıkaması, kesinde ellerini yıkamadan yüzüne gözüne değdirmemesi sağlanmalıdır.

Kedi alerjisi olduğunda ve kedinin evde bakılmasına devam edilmesi durumunda çocuğun yatak ve yorgan çarşaflarının haftada bir kere en az 60 derece sıcaklıkta yıkanması nemli bir tedbirdir. Yatak, yastık ve yorgan için özel alerji kılıfı takılması da yataktan kediye ait alerji yapıcı madde temasını azaltacaktır.

En son olarak; çok da kolay olmamakla birlikte etkili bir kedi aler-jenini azaltıcı yöntem de kediyi temizlemektir. Kediler yıkanmayı sevmediği için bu işlemin nemli bir bezle silinerek yapılması önerilir. Bunun yanı sıra kedi üzerindeki alerji yapıcı madde miktarını azaltan özei spreyler de vardır.

Buraya kadar özetlersek, kedi alerjisi olan bir çocuğun evinde kedi bakılmaya devam edilecekse hedef, mümkün olduğunca kediye ait alerji yapıcı madde miktarını azaltmak ve geri kalan bir miktar temasa alışması için de dilaltı damla aşı tedavisiyle tolerans geliştirmek olmalıdır.

Köpek alerjisi önlemleri

Köpeğe karşı alerji de kedide olduğu gibi köpeğin çoğunlukla idrar, salya gibi salgılarına karşı gelişir. Kedi alerjisinde olduğu gibi köpeğin alerji yapma potansiyeli zannedildiği gibi tüy miktarı veya uzunluğuyla ilişkili değildir. Tüyler sadece taşınma ve yayılmada etkili olur. Kısa tüylü bir köpek çok alerji yapıcı özellikte olabileceği gibi, uzun tüylü olup alerji yapıcı özelliği düşük olan köpekler de vardır.

Köpeğe ait alerji yapıcı maddeler de kedide olduğu gibi küçük yapılıdır. Bu nedenle de hafif olduğundan havada uzun süre asılı kalabilir. Küçük partikülleri tutma özelliği olan HEPA filtreli hava temizleyiciler bu bağlamda havada uçuşan alerji yapıcı madde miktarını azaltacaktır.

Köpek alerjisi söz konusu olduğunda ve köpek ev içinde bakılmaya devam edildiğinde ev temizliğinin HEPA filtreli elektrik süpürgeleriyle haftada en az iki kere yapılması gerekir. Kedi alerjisinde olduğu gibi köpek alerjisinde de hayvanın en azından çocuğun yatak odasına girmemesi sağlanmalıdır. Yatak, yastık ve yorgan için kullanılacak alerji kılıflarının da uyurken köpeğe ait alerji yapıcı maddeden korunmada faydası olur. Köpekler yıkanmaya kediler kadar muhalefet etmediği için hayvanın sık yıkanması yakınmaları azaltır.

Eğer köpek evde bakılmaya devam edilecekse, bu önlemlerle birlikte çocuğu köpeğe alıştırmak için mutlaka eşzamanlı olarak dilaltı aşı tedavisine de başlanması gerekir.

Hamamböceği alerjisi

insanların olduğu her yerde yüzyıllardır hamamböcekleri de olmuştur. Hamamböcekleri her şartta çok kolay yaşayabilen hayvanlardır. Bu hayvanların vücut parçalarına ve atıklarına alerji sonucu astım gelişebilir.

Hamamböceklerini genelde gözle görmeyiz. Eğer tek tük de olsa etrafta görüyorsak çok sayıda varlar demektir. Özellikle alerji testlerinde hamamböceği alerjisi çıkmışsa bu yönde önlem almak çok önemlidir.

Evde hamamböceklerinin üremesini önlemek için açıkta yiyecek bırakılmamalıdır. Bulaşıkların da gündelik olarak temizlenmesi, ev-yede bırakılmaması gerekir. Çöplerin kapalı bir yerde tutulması ve düzenli olarak atılması da evde hamamböceği üremesini engeller.

Eğer bu önlemlere rağmen etrafta böcek görülüyorsa sprey şeklinde olmayan, kokusuz bir böcek ilaçlama sistemiyle hamamböceklerini uzaklaştırma yoluna gidilmelidir. Eski sistem kokulu kimyasallarla böcek ilaçlama yapılmasının astımı olan bir çocukta alevlenmeye neden olabileceği unutulmamalıdır.

Kuş alerjisi

Kuşa karşı gelişen alerjiler kuşun tüyünün kendisine değil sıklıkla tüyün yapıştığı saptan etrafa saçılan bir döküntü maddesine ve dışkısına karşı gelişir. Kuş eğer ev içinde serbestçe dolaşıyorsa bu alerji yapıcı maddeler havaya daha fazla saçılır.

Eğer çocukta bir şekilde kuşa alerji geliştiyse, hem kuştan hem de kuş tüyüyle doldurulmuş yastık ve yorgan gibi eşyalardan uzak durulması önerilir. Kuşun ev içinde bakılmasına devam edilecekse en azından yatak odasından uzak tutulması gerekir.

HEPA filtreli bir elektrik süpürgesiyle kuşun bulunduğu odada düzenli temizlik yapılması alerji yapıcı maddeye teması azaltacaktır. Alerjik çocuğun bizzat kuşun bakımıyla ilgilenmemesi de sağlanmalıdır. Eğer bir şekilde kuşla temas olduysa böyle bir durumda eller yüze göze değdirilmeden önce mutlaka yıkanmalıdır.

Polen alerjisinde çevre önlemleri

Polenler bitkilerin çoğalmak için doğaya saldığı üreme hücreleridir. Yılın her mevsimi farklı bitkiler polenlerini doğaya salarlar. Ancak üremenin en çok olduğu ve atmosferde polen miktarının en yüksek olduğu mevsim ilkbahardır. Bu nedenle polen alerjisine bahar alerjisi denildiği de olur.

Polenler çok küçük yapıda alerjik maddeler olduğundan atmosferden hava yoluyla en küçük alanlara bile girebilirler. Bu yüzden de polen alerjisine karşı istediğimiz düzeyde önlem almak çok zordur. Ancak yine de bazı ufak tefek girişimlerle kısmen de olsa alerjik maddeye temasın azaltılması mümkündür.

Polen alerjisinin en çok yeşil yapraklı otlar ve ağaç polenlerine karşı geliştiğini bilmeliyiz. Sanıldığının aksine renkli çiçeklerin polenlerine karşı alerji daha nadir görülür. Bu ot ve ağaçlar çoğunlukla ilkbaharda, mart-nisan-mayıs aylarında polenlerini bırakırlar. Atmosferde en yoğun olarak sabah erken ve akşam geç saatlerde bulunurlar. Bu nedenle günün bu saatlerinde mümkün olduğunca ev dışında bulunmamaya özen gösterilmesi polen temasını azaltır. Yine bu saatlerde cam ve kapıların açılmaması ve polen filtreli hava temizleyici ve klimaların kullanılması da havadaki polen miktarını azaltmaya yardımcı olur.

Polenler dış ortamda bulunan eşyalara veya kıyafetlere yapışıp daha sonra solunum sistemine girebileceği için bahar aylarında kıyafetlerin, yatak, yastık ve çarşaflarının ev dışında kurutulmaması önerilir.

Ne yaparsak yapalım polenlerden yüzde yüz korunmak genellikle mümkün olmaz. Havanın girdiği her yerde bizi bulacaktır. Bu yüzden polen alerjisi teşhisi konulduğunda polenle temas edilse bile vücudun alerjik tepki vermesini önleyecek dilaltı aşı tedavisine vakit kaybetmeden başlanması en akıllıca çözümdür.

Buraya kadar alerjilere karşı nasıl önlem almak gerektiğini konuştuk. Ancak bu önlemler kadar önemli bir diğer girişim de alerjiye bağlı olmayan önlemlerdir. Bunların başında hava yollarında hassasiyeti ve daralmayı tetikleyen sigara ve kimyasal dumanı gibi maddelerden korunmak gelir.

Sigara ve kimyasal dumanından korunma

Yanma işlemi sonucu açığa çıkan duman genel anlamda astımı olup buna bağlı hava yolları hassas bireylerde astım alevlenmesi yapabilir. Bu yönde gerek ev dışında gerekse ev içinde yanıcı madde dumanından uzak durulması çok önemlidir. Ev içinde astım ataklarına neden olan en önemli yanıcı madde dumanı sigara dumanıdır. Bu yüzden alerjik bir çocuğun evinde sigara kesinlikle içilmemelidir. Mutfak, cam önü gibi alanlarda sigara içmek yine de çocuğu etkileyecektir. Sigaranın tamamen ev dışında içilmesi şarttır. Hatta sigara içen aile bireyinin içeri girdikten sonra kıyafetlerini değiştirmesi ve dişlerini fırçalaması ve yüzünü yıkaması önerilir.

Alerjiye karşı bütün önlemler alınsa, astım ataklarından koruyucu sprey ilaçlar kullanılsa bile sigara dumanına maruz kalan bir çocuğun akciğerleri yine de daralabilir. Böyle bir tetikleyicinin ev ortamında var olması genellikle astımdan korunmak için kullanılacak kortizonlu ilaçların dozunun artmasıyla sonuçlanır. Astım ilaçlarından kurtulmanın en kolay yolu, astım ataklarına neden olan bu türlü tetikleyicileri ortamdan çekmektir.

Ev içinde dumana neden olan odun, kömür ve gaz sobalarına da bir o kadar dikkat edilmelidir. Bu tür bir ısıtıcının evde kullanılıyor olması halinde özellikle ilk tutuşturma sırasında çocuğun ortamda bulunmaması gerekir. Baca kullanımı söz konusuysa, bacanın açık ve iyi çekiyor olmasının sağlanması çok önemlidir. Ayrıca yanma işlemi başladıktan sonra aralıklı olarak pencerelerin açılarak içeri oksijen girmesi sağlanmalıdır.

Sigara kadar önemli bir diğer astım atağı tetikleyicisi de kimyasal dumanıdır. Biz kimyasal dumanını koku olarak hissederiz. Kokunun güzel ya da rahatsız edici olması önemli değildir. Her türlü koku astım ataklarını tetikleyebilir.

Bu bağlamda özellikle ev temizliğinde kullanılan temizlik maddelerinin kokusuz ürünlerden seçilmesi, ev içinde parfüm, oda spreyi gibi kokuların kullanılmaması gerekir. Çamaşır suyu kokusu çok güçlü bir bronş daralması tetikleyicisidir. Bu nedenle alerjisi olan çocukların evinde kesinlikle kullanılmamalıdır.

Ev içinde çamaşır kurutmaya bağlı yumuşatıcı buharının ev içi havasına yayılması farkında olunmadan alerjik çocukta sebepsiz öksürüklere neden olabilir. Bu yönde de bacasız çamaşır kurutma makinesi kullanmak veya çamaşırları ev dışında kurutmak önerilen önlemler arasındadır.

Yukarıda söz ettiğimiz önlemlerin okullarda da uygulanması çok önemlidir. Sınıflarda kokusuz su bazlı boya ve yapıştırıcı kullanımının teşvik edilmesi gerekir.

Hijyen amaçlı el dezenfeksiyon jeli veya kolonya gibi malzemelerin kullanılmaması da bir o kadar önemlidir. Onun yerine su ve sabunla sık el yıkanması teşvik edilmelidir. Sınıflarda ve tuvaletlerde temizlik yapıldıktan sonra, çocuklar içeri alınmadan önce, bir süre havalandırma yapılması, okullarda çocukların astım atağı geçirmesini engelleyecek önlemler arasındadır.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir