Stresle Başa Çıkmanın Yolu

Stresle Başa Çıkmanın Yolu

Stresle baş eden güçler dengesi

Sevgi: Hormonlar (Seretonin)

Güzellikler kavramı: Hormonlar (Seretonin)

İletişimden keyif almak: Hormonlar (Seretonin)

Dokunmak: Hormonlar (Seretonin)

Görmek: Hormonlar (Seretonin)

Hissetmek: İnsan, Doğa, Mevsimler, Güneş, Yıldızlar Hormonlar (Seretonin)

Arkadaşlık güdüsü

Her insanın içinde bir sevgi yastığı vardır, insan içindeki yastığa sarılınca kendini güvende hisseder. Bir başka mutluluk duyar, gökyüzüne çıkar, güneşin yedi rengini fark eder, çiçeklerin kokusunu hissederken içimizden hiç yaşamadığımız duygular geçer ve hep iyi şeyler düşünürüz.

Einstein’in doğası

Einstein’in ikinci en büyük tutkusu zaman zaman çalışma odasının penceresinin önüne gelip, evin önünde uzanan vadiyi seyretmekmiş. Her gün en az iki defa yaptığı bu hareketten oldukça keyif alır ve önündeki manzarayı seyrederken kendi kendine konuşurmuş. Einstein’in pencereden dışarıya bakarken kendi kendine konuştuğunun farkına varan annesi.

Stresle Başa Çıkmanın Yolu2

“Kuzum ne söylenip duruyorsun?”

Einstein belki de kendi kendine neler söylediğinin farkında değildir.

“Hiiiç.” diye yanıt verir; ama annesi “bir şeyler var benden saklıyorsun” dedikten sonra Einstein’in odasından çıkar.

Einstein yine bir sabah erkenden yataktan kalkar kalkmaz pencerenin önüne gelir ve dışarıyı seyrederken kendi kendine şöyle seslenir. “Bu ne büyük bir güç… Allah’ım sen ne büyüksün.”

Kendi ifadesine göre beynini toparlamak için zaman zaman pencerenin önüne gelen Einstein çalışmalarına aralıksız devam eder ve bir gün atomu keşfeder.

Herkes merakla kendisini ziyaret edip tebrik eder; ama Einstein yaptığına pek fazla sevinmez, çünkü atomu icat etmek (Formülünü keşfetmek) onun için sıradan bir şeydir. Bir gazeteci yanma yaklaşır ve kendisiyle röportaj yapmak istediğini söyler. Einstein kabul etmek zorunda kalır, gazeteci sorar:

“Yaptığınızla tarihe geçtiniz. Bu büyük başarınızdan ötürü sizi tebrik ederim. Herkes merak ediyor. Nasıl başardınız?”

Einstein çalışma odasındaki pencerenin önündeki manzarayı gösterir ve şu yanıt verir:

“Gücümü işte buradaki pencereden görünen manzaradan aldım” diye başlayıp şöyle devam eder. “Kış geceleri lütfen görünen soğuk yüzlü ay, yerini gündüzleri kızıl güneşe bıraktığında doğa çeşitli renklere boyanıyordu… Bu değişim içimde öylesine derin bir coşkuya neden oluyordu ki atomun formülü elimdeki kalemin ucundan kendiliğinden döküldü…”

Eğer bir gün yolunuzu kaybederseniz, bir çocuğun gözlerinin içine bakın. Çünkü bir çocuğun bir yetişkine her zaman öğreteceği üç şey vardır;

  1. Nedensiz yere mutlu olmak…
  2. Her zaman meşgul olabilecek bir uğraş bulmak…
  3. Elde etmek istediği şey için var gücüyle dayatmak….



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir