Sahte İlaç Piyasası

Sahte İlaç Piyasası

İlaç teknolojileri büyük bir hızla gelişirken, sahte ilaç piyasası da aynı hızla büyüyor. Tüm dünyanın derdi olan sahte ilaçları tespit etmek için bir dizi yöntem var…

SAHTE ilaç sorunu, her yıl çığ gibi büyüyor. Dünya Sağlık Teşkilatı’nin (WHO) verilerine göre geçen yıl sahte ilaç piyasasının hacmi 490 milyar dolar gibi muazzam bir rakamı buldu. Kurulduğu 1948 yılından bu yana başta çiçek hastalığı olmak üzere pek çok hastalığın dünyadan kökünü kazımayı başarmış olan Cenevre merkezli teşkilat, sahte ilaç karşısında çaresiz kalmış durumda. Teşkilatın tahmini verilerine göre, her yıl bir milyondan fazla insan, sahte ilaç nedeniyle hayatım kaybediyor.

sahte ilac

Sadece Pakistan’da bir tek olayda 120 kişi birden öldü. CNN International televizyonunun, PakistanlI bir sahte ilaç üreticisiyle yaptığı röportajı bütün dünyada dehşetle izlenmişti. Yüzünün kapatılması şartıyla konuşan kişi, “Her tür ilacı yaparız. Çünkü hepsi aynı şey. ilaçta da şurupta da aynı maddeleri kullanıyoruz. Sadece renkleri farklı” diyordu. Arkasından ekliyordu: “Halk talep ediyor, biz yapıyoruz. Ülkede bu ilaçları alabileceğiniz on binlerce büfe var.” Javed Iqbal adlı bir toptancının vicdanı biraz daha rahattı: “Biz toptan alır, toptan satarız. Sadece gelen siparişleri karşılamaya çalışıyoruz. Kutuların içinde ne var, bilemeyiz.” Pakistan’da satılan ilaçların yüzde 45’inin sahte olduğu tahmin ediliyor. Ülkede dört bin lisanslı eczane, buna karşılık 10ü bin ilaç satış büfesi olduğu biliniyor.

TÜM DÜNYANIN SORUNU

Pekiyi, sorun sadece Pakistan’da mı? ABD Gümrük Bakanı eski yardımcısı John Clark’m, geçen yıl yaptığı tüyler ürperten açılamaları, kamuoyunu dehşete düşürmüştü. Clark, “Ele geçirdiğimiz tonlarca sahte ilacın analizlerinde fare zehri, tuğla tozu, boya ve haşere ilacı tespit ettik” demişti.

Güney ve Güneydoğu Asya ile Afrika ülkeleri, sahte ilaç yapımında başı çekiyor. Fakat sanayileşmiş ülkeler bile bu tehlikeden uzak değil. Her yıl Amerika ve Avrupa piyasalarına tonlarca sahte ilaç giriyor. Sahte ilaç miktarı, her yıl yüzde 10 oranında büyüyor. Asya, Afrika ve Latin Amerika’da sahte ilaçların piyasa payının yüzde 30 olduğu belirtiliyor, internette satılan ilaçların ise yarıdan çoğu gerçek değil.

Sahte ilaç satın alma ihtimali hastalığa göre değişiyor. Verem, kanser, sıtma gibi yaygın hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların sahte olma ihtimali çok yüksek.

Biraz da rakamları konuşturalım. Sahte ilaçların neden olduğu kitlesel zehirlenme ve ölüm olaylarının çoğu Asya’da oluyor: Yılda 875 olay. İkinci sırada 408 olayla Avrupa var. Kuzey Amerika’da 330 olay görülürken, Afrika’da bu sayı 204.

Bu olaylarla ilgili olarak yapılan tutuklamaların yüzde 42’si de Asya’da olmuş. Yüzde 19 Latin Amerika’da, yüzde 13 Kuzey Amerika’da, yüzde 16 Avrupa’da gerçekleşmiş. Geri kalan pay, dünyanın diğer bölgelerine ait. Hiçbir yer sahte ilaç saldırısından muaf değil.

Sahte ilaca karşı beş önlem

Bizler tüketici olarak sahte ilaçları gerçeklerinden ayırt edemeyiz. Fakat teknoloji imdadımıza yetişmek üzere. Sahte ilaçların kökünü kazıyacak teknikler mevcut. Yaygınlaşması zaman ve para meselesi. Amerikan Popular Mechanics dergisi, bu teknolojileri sıraladı. Bir milyon 200 binden fazla satan ve ilk sayısı 1902 yılında yayınlanan bu aylık bilim ve teknoloji dergisinin çözümleri şöyle:

1) Sproxil adlı şirket, sahte ilacı tespit edecek basit ve hızlı bir yöntem buldu. Buna göre her ilaç kutusuna bir kimlik barkodu ekleniyor. Taklit edilemeyen bu barkod da bir folyo ile gizleniyor; kazı kazan kartlarındaki gizli numaralar gibi. Siz kaplama folyoyu kazıyor, çıkan barkodu eczanenin okuyucusuna taratıyorsunuz. Barkod okuyucu, şirketin veri bankasıyla bağlantılı. Size birkaç saniye içinde ilacın sahte mi gerçek mi olduğu bilgisi geliyor. Siz isterseniz, evinizde internetten şirkete bağlanabilir ve barkod numarasını girerek de ilacınızın gerçekliğini doğrulatabilirsiniz. Gerekli yazılıma sahip olduğunuz takdirde cep telefonunuza da barkod okutabilirsiniz. Trilyonlarca farklı kombinasyon olduğundan her kutu ilaca ayrı numara konabiliyor. Kullandığınız ilacın numarası sadece size özgü. Başkasında yok. Sistem aslında yüzde yüz güvenli değil. Ama sahte ilaç yapanlar, her sahte ilaç için bir gerçek ilacı satın almak zorundalar. ABD’nin Massachusetts eyaleti Cambridge kentinde faaliyet gösteren Sproxil, ilaç güvenliği konusunda 2009 yılından bu yana 12 ödül almış.

2) Verayo, ürün güvenliği konusunda uzman şirketlerden biri. 2005 yılında kurulmuş olmasına rağmen bugün ABD Savunma Bakanlığı ile ortaklaşa çalışmalar yürütüyor. Verayo, kopyalanamaz RF1D etiketleri üreticisi. RFID, radyo frekanslı tanıma sistemi. Bu etiketin içinde bulunan küçük işlemciye kayıtlı bilgileri okumak için radyo frekans sinyallerini kullanılıyor. Gerekli bilgiler sisteme temassız olarak iletiliyor. RFID etiketi olan ilaç kutuları, eczanelerde okutuluyor. İsteyen müşteri, RFID okuyucularını düşük bir fiyata da edinebiliyor. Şirket, ürünlerinde oldukça iddialı. Hiçbir RFID etiketinin kopyalanamayacağını (Sonlanamayacağını) vurguluyor.

3) Spektrometre kullanarak İlacın içeriği analiz edilebilir. Daha çok astronomide ve kimyada kullanılan spektrometre, diğer adıyla tayf ölçer, ışığın özelliklerinden yararlanarak materyalleri analiz eden bir araç.

Bu aslında yeni bir fikir değil. Yeni olan, spektrometre cihazlarının bir çantaya sığabilecek kadar küçülmüş olması. Taşınabilir spektrometreler, kimya laboratuvarlarındaki kadar hassas olmayabilir; ama ilacın kimyasının farklı olduğunu ikaz edecek kadar hassastır. Tek engel, bu cihazın eczanelerin bile satın almakta tereddüt edeceği fiyatlarda oluşu.

4) XStream System’in yöntemi daha pratik. Bu şirket de ABD’nin Florida eyaletinin Sebastian kentinde 2004 yılından beri ecza güvenliği üzerine olan çalışmalarını sürdürüyor. Şirketin analiz yöntemi, ilacı paketinden çıkarmaya bile gerek bırakmıyor.

X ışınlarıyla taradığı ilacın moleküler yapısını buluyor ve gerçeği ile kıyaslıyor. Fark görürse ilaç sahte demek. En garantili yöntemlerden biri; ama ne yazık ki sistem oldukça pahalı.

5) Sahte İlaçla mücadelede en etkili yöntemlerden biri de enformasyon. Ne kadar çok bilirsek, sahte ilaçlardan o kadar kaçınmış oluruz. Bunun için geniş bir veri tabanı oluşturmak gerekiyor. “İlaç nereden geliyor? Hangi şirket üretmiş? İthal mi?” gibi onlarca sorunun doğru düzgün cevaplanması lazım. Bugün, ABD Eczacılık Birliği’nin veri tabanında dokuz bin ilaçla ilgili bilgi bulunuyor. Her isteyen bu bilgilere internetten veya telefonla ulaşabiliyor.

Ayrıca sahte ilaçlarla savaşan onlarca internet sitesi mevcut. Ama bunlar daha çok sahte ilaç kullanmış mağdurların şikayetleri ve hukuk mücadeleleriyle ilgili. Bize düşen, yukarıda tanıttığımız teknolojileri beklerken, aldığımız ilaçlara dikkat etmek. Kutu üzerindeki yazılar özensiz basılmışsa, alışık olduğumuzdan farklı bir görünümdeyse, çok ucuza satılıyorsa şüphe etmeliyiz. İlaçları, işlek yerlerdeki büyük eczanelerden almalıyız.

Sokak arasında kalmış gözlerden uzak eczaneleri tercih etmemeliyiz. Hele hele internetten asla ilaç almamalıyız. Tabii bir de, mecbur kalmadıkça ilaç kullanmamak.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir