Nasıl yani? Behlül orada rol icabı mı iyileşti şimdi?

Nasıl yani? Behlül orada rol icabı mı iyileşti şimdi?

Bilge (24)

Bilge aslen avukat ama mesleğini yapmıyor. Pasta kursuna gidip başarılı olduğu günden beri pasta yaparak geçimini sağlıyor, içinde aşk olan her şeye ilgi duyuyor. Kalpli pasta yapmak en sevdiği şey. En sevdiği renk lila. En sevdiği yabancı film Temmuz’da, en büyük hayali büyük bir aşkla evlenmek ve aşk çocukları yapmak. En sevdiği hitap şekli balım çünkü gözleri ela.

Bugün yine yapacak hiçbir şey yok. Kızlar sevgililerinde, ben de her hafta sonu olduğu gibi evdeyim. Pijamalarımı çektim, earl grey’imi yaptım, kekimi hazırladım, baktım TV’de en sevdiğim dizinin bilmem kaçıncı tekrarı var, tabii ki de izlemeye başladım!

Eminim bir kadın olarak, sen de en az 1-2 bölüm iz-lemişsindir yayınlandığı dönemden beri… Evet, Aşk-ı Memnu’dan bahsediyorum!

Şimdi sana soracağım sorudan sonra bana çok gülebilirsin, belki cevap bile vermeyebilirsin ama gerçekten bunu bilsen bilsen sen bilirsin…

meyve

Hani Aşk-ı Memnu’nun en şefkatli sahnesi vardı ya… Bihter’in Behlül’e annesinden öğrendiği grip reçetesini uyguladığı ve içtikten kısa bir süre sonra Behlül’ü ayağa kaldıran çay sahnesi…Hatırlıyor musun?

Evde kimse kalmamış, Behlül de hasta yatağında yatıyor, yakışıklı ama bitkin… Bihter’le de aralarındaki elektriği az çok hissedebildiğimiz zamanlar… Bihter bakıyor ki evde kimse yok, fırsat bu fırsat deyip mutfağa giriyor… Evdeki bütün meyveleri iyice yıkayıp, ikiye bölüp kabuklarını soymadan koca bir tencere suya atıp kaynatıyor ve o suyu içiriyor…

Sonrası iyilik güzellik… Behlül hem bu şefkat gösterisinden etkileniyor, hem de hemencik iyileşiyor ya… Aaah ah! Filmlerden dizilerden öğrenmediğimiz şey kalmadı, bir bu eksik şu anda, ama emin de olmadan bir sürü meyveyi sebzeyi ziyan etmek istemiyorum…

O zamandan beri aklımdadır, böyle bir iyileştirici çay var mıdır?

Hatırlıyorum, limon, elma falan vardı… Böyle bir formül gerçekten de var mı? Yoksa eğer, senin gribe karşı lezzetli ve bol vitaminli bir formülün var mı?

Versen ya Simge, biz de Behlül’ümüzü ayaklandırsak, şefkatle başını döndürsek kalbini çalsak?

Selam Bilge,

Ben de izlemiştim o diziyi. Ama açıkçası bahsettiğin sahneyi hatırlayamıyorum. Senin kadar dikkatli değilim sanırım. Tüm meyvelerin doğranıp suyun içinde kaynatıldığı formüle gelince; meyvelerin içindeki vitaminler genelde ısıya hassastırlar. Yani vitaminler ısıyla kaybolurlar ve vücudumuzun ihtiyacı olanları genellikle alamayız. Bu nedenle meyveleri çiğ olarak tüketmeliyiz ve suyunu içmekten çok, meyveyi yemek daha faydalıdır. Sana biraz gripte neler yapabileceğinden bahsedeyim.

Gripte en önemli konu bağışıklık sistemini güçlen-dirmektir. Bu nedenle yeterli ve dengeli beslenmek çok önemlidir. Kahvaltıdan önce 1 avuç siyah çekirdekli üzüm yemek (üzümün çekirdekleri ağızda ezilmelidir) iyi gelecektir. Ayrıca eğer kokusundan rahatsız olmuyorsan 1 veya birkaç diş sarımsağı çiğneyerek yemek de faydalıdır. Sabah ve öğle arasında ise ekinezya çayı virüse karşı iyi gelecektir.

Vücudun yapı taşı protein kaynaklarını almak çok önemlidir; yumurta, kırmızı et, tavuk, balık, peynir, süt, yoğurt tüketmeli. Ayrıca Omega 3 içeriği nedeniyle balık ve balık yağı ile yağlı tohumlar tercih etmelisin. Vücudun dinlenmesi için düzenli ve kaliteli uyku da çok önemli. Egzersiz yaparak vücut direncini kuvvetlendir. Her gün en az 30 dk yürüyüş yapmalısın veya haftanın minimum 3 günü 45 dk egzersiz yapmalısın.

Kırmızı biber: Portakalda bulunan C vitamininin 2 katını içerir. C vitamini gribin etkisini yüzde 80 oranında azaltabilecek kadar güçlü bir silahtır.

Balık: Omega 3 tüketimini artırarak grip ve benzeri enfeksiyonları uzakta tutabilirsiniz. Haftada 2 porsiyon balık tüketilmeli.

Soğan: Doğal antibiyotikler içerir. Bunun yanında içinde, gribe karşı bağışıklık sistemini güçlendiren “querce-tin” isimli bir madde bulunur.

Sarımsak: Sülfür maddesi grip sezonunda bu hastalığa yakalanma riskini 2.5 kat azaltıyor ve virüsü öldürme özelliği de bulunuyor. Taze sarımsak daha etkili.

Her gün bolca mevsim meyve ve sebzelerinden tüketmelisin. Savunma sistemini güçlendirici özelliği olan A ve C vitaminlerinden zengin, havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar, maydanoz gibi sebzelerin yanı sıra kış aylarında bolca bulunan portakal, mandalina, elma, greyfurt gibi meyvelerin tüketimi önemlidir. Salata ve sebze yemeklerini ana öğünlerinde mutlaka bulundurmalısın. Sebze yemeklerini pişirirken C vitamini kaybını azaltmak için, sebzeleri önce yıkayıp sonra büyük parçalar halinde doğramak, haşlama sularını dökmemek, düdüklü tencerede pişirmek, taze olarak tüketmek gerekir. Salataları mümkün olduğunca tüketmeye yakın, büyük parçalar halinde doğramalı. Sirke, limon gibi sosları son anda ilave etmek C vitamini kayıplarım azaltacaktır.

E vitamini de bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde etkilidir. Soğuk algınlığı ve diğer enfeksiyonlara karşı vücut direncini artırır, A vitamininin okside olmasını da engeller. E vitaminin iyi kaynakları olan yeşil yapraklı sebzeler, fındık, ceviz gibi yağlı tohumlar ve kuru baklagillerin yeterli miktarlarda tüketilmesi önemlidir.

Magnezyum, selenyum ve çinko da bağışıklık sistemimizde etkili minerallerdir. Magnezyum ve çinko buğdayın embriyo kısmında bol miktarda bulunur. Bu yüzden tam taneli ekmekleri tercih etmek, bol çinko ve selenyum içerdiği için soframızda balığa sıkça yer vermek gerekir. Ayrıca vücut ısısını dengede tutabilmek için bol sıvı almalısın.

Yeterli sıvı almak; vücutta oluşan toksinlerin atılmasında, vücut fonksiyonlarının düzenli çalışmasında, metabolizma dengesinin sağlanmasında ve vücutta pek çok biyokimyasal reaksiyonun gerçekleşmesinde son derece etkili olmaktadır.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir