Suyun Hayatımızdaki Yerini ve Önemini

Suyun Hayatımızdaki Yerini ve Önemini

GEÇTİĞİMİZ hafta 22 Mart, Dünya Su Günü’ydü. Birleşmiş Milletler’e bağlı bir teşkilat olan UNESCO (BM Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı) da bu vesileyle, yıllık olağan su raporunu açıkladı. Rapor hiç de iç açıcı değil. 2018’de 2 milyar 100 milyon kişi, temiz, içilebilir ve sürekli bir su kaynağına ulaşamadı. 4 milyar 300 milyon kişi de suyun sağlıklı hale getirilebilmesi için gerekli tesislere ve donanıma sahip değil. Dünya nüfusu 7.5 milyar.

Teşkilatın bu yılki sloganı, “Hiç kimseyi geride bırakma”. Bu kapsamda hazırlanan raporda, yoksulluğun kökünü kazımak, barış ve refah içinde toplumlar oluşturmak için su sağlığının ve güvenliğinin tesis edilmesinin şart olduğu vurgulanıyor. Rapor, gelecektc içme suyu sıkıntısı olacağı ve bunun dünya ekonomisine olumsuz yönde yansıyacağı konusunda uyarıda bulunuyor.

Şimdiden tedbir almazsak, 2050’de global gayrisafi iç hasılanın yüzde 45’i, tahıl üretiminin ise yüzde 40’ı tehlike altına girmiş olacak. Alman haber ajansı Deutsche Welle’ye göre, raporu hazırlayan BM temsilcilerinden Rick Connor, “Büyük kentlerde zengin evler, şehir şebeke suyunu kullanma şansına sahip. Oysa gecekondu mahallelerinde yoksul halk, tankerlerle gelen sulara bağımlı. Bu sular temiz ve sağlıklı olmadığı gibi, pahalı da. Yoksullar, bu tanker sularına zenginlerden 10-20 kat daha fazla para ödüyor. Güvenli su, herkesin en doğal hakkıdır. Ama bu hakların, ne yazık ki, gerçekleşmediğini görüyoruz” diyor.

Dünya nüfusunun yarıdan fazlası, temiz su kaynaklarından yoksun. Hele sorunun en yoğun olduğu Afrika’da, “Sahra altı ülkeler” dediğimiz Orta ve Güney Afrika ülkelerinde halkın sadece yüzde 24’ünün temiz suya erişimi var.

Suyun geleceğinin tehlike altında olduğunu geç fark ettik. BM, soruna 1992’de el koydu. Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde yapılan toplantıda, her yıl 22 Mart gününün, “Dünya Su Günü” olarak kutlanmasına karar verildi. Suyun önemi raporlarla anlatılarak, insanlar bilinçli hale getirilmeye çalışıldı. İnsanları tasarruflu davranmaya, ihtiyacı kadar kullanmaya, israf etmemeye, kısaca suyu “korumaya” davet etti. Bu amaçla kurslar açıldı, tiyatro oyunları sergilendi, konserler verildi, lobi faaliyetleri yürütüldü, projeler için para toplanmaya başlandı. Bugün pek çok ülke Dünya Su Günü’nü kutluyor. Söz konusu gün, aslında “Dünya Farkındalık Günü”.

Su hakkındaki gerçekler

■ Su; sıvı, katı ve buhar halinde olabilen tek maddedir.

■ Dünyamızın yüzde 70’i sudur. Ama ne yazık ki içilecek su miktarı çok azdır: Yüzde 2.5-2.75. İçilecek suyun da yüzde 68.7’si buzullarda hapsedilmiş vaziyettedir. Yüzde 30’u yeraltındaki kaynaklardadır.

■ Dünyadaki su, en büyük mucizelerden biridir. Bilim hala, yerküremizdeki suyun nereden geldiğine ya da nasıl oluştuğuna kesin bir açıklık getirememektedir.

■ Molekül yapısı basittir. İki hidrojen, bir oksijen (H20). Ama içtiğiniz bir bardak suda, 18 değişik su olduğunu biliyor muydunuz? İşin içine hidrojenin protiyum, döteryum, ve tritiyum izotopları (atom numarası aynı, kütle numarası farklı olan atomlar) girince çeşit sayısı da ha da artabilir.

■ Değişik suları zaman zaman gözlemlemiş olmalısınız. Ama farkında değilsiniz. Yağmurda yürürken kuru kalan ayakkabınızın içi, kar suyunda ıslanır. Çünkü kar suyu daha incedir.

■ 2013 yılında Ontario/Kanada’da, dünya yüzeyinin 3.5 kilometre altında 2.6 milyar yıllık bir su kaynağı keşfedilmiştir.

■ Bütün dünyadaki su miktarının, 980 milyar kere milyar litre olduğu tahmin ediliyor.

■ Orta büyüklükteki bir buzulu, denize karışmadan eritebilseydik, 1.8 trilyon litre içme suyumuz olurdu.

■ Dünyadaki içilebilir ve içilemez su miktarı, milyonlarca yıl aynı kalmıştır. Ama nüfus artışıyla birlikte bu istikrar bozulmak üzere.

■ Dünya nüfusunun yüzde 85’i kurak topraklarda yaşamaktadır.

■ Hem insan vücudunun hem de beynin yüzde 70’i sudur [Yeni doğmuş bebeklerde bu oran yüzde 78’e kadar çıkar]. Dünyadaki su miktarıyla birlikte üçü de aynı oran. Tesadüf olabilir mi?

■ Hepimiz şişe suyu, ambalajlı su satın alma ya da şehir suyu kullanma lüksüne sahip değiliz. Bazı ülkelerde anne babaların ailelerine su getirmek için harcadığı zaman, bütün dünyada 200 milyar iş saatinin israf edilmesi anlamına gelir.

■ Sadece Afrika’da içilebilir suya ulaşmak için harcanan zaman, toplamda 40 milyar saati bulur.

■ Bütün dünyadaki suyu 4 litrelik bir şişeye sığdırabilseydik, içme suyu bu miktarın sadece bir çay kaşığı kadarlık bölümünü oluştururdu.

■ Küresel olarak şişe sularına harcanan paranın sadece üçte biri, yeryüzündeki her bireye su götürecek projeleri finanse etmeye yeter de artar.

■ Güvenli olmayan sular, her saat 200 çocuğun ölümüne neden olmaktadır.

■ Bir çocuğun ilk altı ayda tükettiği su miktarı, bir yetişkinin tükettiği su miktarının yedi katıdır.

■ Susuzluğa en iyi çarelerden biri de onu tekrar tekrar kullanmaktır. ABD’de pek çok kasaba, suyunu arıtarak onlarca kez çevrim içinde tutmaktadır. Dünyada kullanılan suyun yüzde 80’i işlenmeden, arıtılmadan doğaya salınır. Atık suyu içilebilir hale getirme şampiyonları, Singapur ve Namibya’dır.

■ Atmosferimizde buhar halinde olan tatlı su miktarı, bütün dünya nehirlerinin ve göllerinin içerdiği su miktarından fazladır.

■ Atmosferdeki buharın tamamı aynı anda dünyaya su olarak düşseydi, bütün dünyanın üzeri (düz bir kara parçası olduğunu var sayarsak) 2.5 cm kalınlığında suyla kaplanırdı.

■ Gelişmekte olan ülkelerde suyun yüzde 50’si, şebekedeki sızıntılar nedeniyle kaybedilmektedir. Bu da, yıllık tahmini 260 milyar dolarlık ekonomik kayıp demektir.

■ Bütün dünyada, şebeke sızıntılarından kaynaklanan su kaybı önlenebilseydi, 11 milyondan fazla evin su ihtiyacı karşılanırdı.

■ İyi kapanmayıp damlatan bir musluk, yılda 9 bin litre su kaybına neden olabilir (Su saati yazmaz diye düşünmeyin. Artık damlaları sayan saatler var).

■ Suyun yüzde 40-65’i tarım arazilerinde sulama amacıyla kullanılır. Bazı ülkelerde bu oran, yüzde 90’a kadar çıkar.

■ Bir Kenyalı içme suyuna, bir Amerikalıdan on kat daha fazla para ödemektedir. Ayrıca bir Amerikalının evine, 20 litre musluk suyu götürmenin maliyeti sadece 1 çenttir.

■ Amerikalılar, günde bir milyar bardaktan fazla musluk suyu içerler.

■ 263 nehir, dünya ülkeleri arasında doğal sınır oluşturur.

■ Bütün dünyada ısıyı su belirler.

■ Bir evin ortalama büyüklükteki yüzme havuzu, 60 bin litre suyla doldurulabilir. Bu suyun 4 bin litreye yakın miktarı da, buharlaşma ile kaybedilir.

■ Bir insan, hiç bir şey yemeden bir ay dayanabilir. Fakat su içmeden birkaç gün bile dayanamaz (Sakın denemeyin. Böbreklerinize zarar verirsiniz).

■ 2025 yılında suya olan talebin, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 50, gelişmiş ülkelerde de yüzde 18 artacağı hesaplanmaktadır. Üstelik söz konusu yılda, dünya nüfusunun yarıdan fazlası, su sorunu olan topraklarda yaşıyor olacak.

■ Nefes verirken, günde bir fincandan daha fazla su kaybederiz.

■ Bir bulaşık makinesi, yaklaşık on litre suyla yıkama yapar. Aynı miktarda bulaşığı elde yıkarsak, beş katı daha fazla su harcarız.

■ MÖ 3000’den 2012 yılına kadar, bütün dünyada su yüzünden 265’ten fazla savaş veya çatışma çıkmıştır.

ALEV RÎGEL




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir