Mevsimsel depresyon

Mevsimsel depresyon

Karanlıkta dans!

43 senedir her yıl ekim ayının son haftasında bir saat geri alınan saatler, takvimler mart ayını gösterdiğinde eski haline geliyordu. Bu sayede sabahları gün ışığı ile uyanabiliyorduk. Geçtiğimiz yıl ise 1973’ten bu yana devam eden yaz-kış saati uygulamasından vazgeçilerek daimi yaz saatinde kalınmasına karar verildi. Enerji Bakanlığı bu uygulamanın yüksek oranda enerji tasarrufu sağladığı için tercih edildiğini söylese de sokaktaki insan için durum hiç de öyle olmadı. Milyonlarca çalışan ve öğrenci, gece karanlığında yola çıkıyor. Dolayısıyla 9-6 mesai yapanlar ne sabahları ne de akşamları güneşi görmeden çalışıp, evlerine dönüyor. Uygulamanın iptali için çok sayıda kampanya düzenlense de daimi yaz saati uygulaması sürdürülmeye devam ediyor.

Depresyona sebep olabiliyor

Özellikle kış aylarında ortaya çıkan “mevsimsel duygudurum bozukluğu” adı verilen, toplumda “mevsimsel depresyon” olarak tanımlanan hastalık bugün psikiyatri çevrelerince de kabul ediliyor.

Yaz saati uygulamasının kalıcılığının kişinin mevsimsel depresyon problemi yaşama olasılığını artırabileceğini belirten Medical Park Bahçelievler Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Seza Danişment, “Depresyon, tıbbi hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkacağı gibi stres faktörüyle de tetiklenebiliyor. Yatkınlığı olan kişilerde herhangi bir nedene bağlı olmadan da depresyon gözlenebiliyor. Güne karanlıkta başlama mecburiyetinde kalan kişinin stresle baş etme becerisi düşük seviyedeyse depresyona yakalanması kaçınılmaz oluyor.

Bu tip depresyonlar diğer türlerinden farklı seyir gösteriyor. Çoğu türünde iştah azalması gözlenirken, mevsime bağlı olan depresyonda iştahta artma ve karbonhidrat grubu besinlere ilgi artışı gözleniyor. Diğer depresyonlarda uykusuzluk ön plana çıksa da mevsime bağlı duygudurum bozukluklarında aşırı uyuma arzusu görülüyor. Güne karanlıkta başlamak; psikolojik olarak kadınları, erkeklere oranla iki kat fazla etkiliyor” diyor.

Serotonin salgısı bozuluyor

Gün ışığını görmeden güne başlamak, insan psikolojisini olumsuz yönde etkileyerek negatif duyguları artırıyor. Araştırmalar, karanlıkta güne başlayan kişilerin mutluluk hormonu salgılama dengelerinin bozulduğunu öne sürüyor.

Uyku hormonu yani melatonin karanlıkta, mutluluk hormonu olan serotonin ise gün ışığında salgılanıyor. Kan basıncı, vücut sıcaklığı ve salgılanan bazı hormonlar ise gece saatlerinde düşük, gün içinde yüksek seviyede oluyor. Psk. Danişment, insan vücudundaki biyolojik saati düzenleyen mekanizmaların başmda ışığın geldiğine dikkat çekerek, şunları söylüyor: “Kaliteli uykunun ilk şartı karanlıkta uyumak olduğu gibi, kişinin güne iyi başlayabilmesi için gün aydınlandığında uyanması önem taşıyor. Kış mevsiminin zorlu geçmesi ve kapalı, yağışlı havaların insanlarda isteksizlik, halsizlik, iştah sorunları ile enerji azalmasma sebep olduğu yetmiyormuş gibi gün ışığı olmadan güne başlamak bu semptomları daha da tetikliyor.”

Verimsizlik yaratıyor

Güne isteksiz ve enerjisiz başlayan kişiler günlük hayatta, işte ve okul hayatında başarısızlık, performans düşüklüğü yaşayabiliyor. Bu da kişiyi psikolojik açıdan olumsuz etkiliyor. Ayrıca hava aydmlanmadan güne başlamak, kişinin işinden, okulundan soğumasına yol açabiliyor. Yetişkinler bir yana öğrenci olduğu için çok erken saatte okula giden çocuklar bu durumdan her açıdan daha fazla etkileniyor. Uyku, şüphesiz çocuğun sağlıklı gelişimi için önemli rol oynuyor. Psk. Danişment, çocukların yetişkinlere oranla uykuya biraz daha düşkün olduğunu, ne kadar uyumuş olursa olsun gün aydınlanmadan uyanmak zorunda kalan çocuğun okula gitmeyi bir ceza olarak algılayabileceğini, bu durumun da eğitim-öğretim hayatında olumsuzluk yaratabileceğine değiniyor: “Aynı zamanda karanlıkta işine ve okuluna gitmek üzere yola çıkan kişilerin kaygı düzeyi, karanlıkta kendilerini güvende hissetmedikleri için artıyor. Bu da anksiyeteye yol açabiliyor.”

Destek almak gerekebiliyor

Sabah uyandığında henüz güneş doğmayan kişilerin dikkat etmesi gereken birçok konu var. Bunların başında uyku ve beslenme düzeni geliyor. Özellikle ebeveynlerin çocuklarına özen göstermesinin, onlara psikolojik açıdan rahatlık sağlayacağını söyleyen Psk. Danişment, ailelere şu önerilerde bulunuyor: “Çocuğunuzu iyi gözlemlemeniz, onun duygu ve düşüncelerine değer vermeniz, içinde oldukları bu olumsuzlukla başa çıkabilmeleri için onlara yardımcı olmanız gerekiyor. Gün içinde bitkin ve enerjisiz hissettiklerinde onları sevdiği bir şeyle ödüllendirmek, çeşitli sosyal aktivitelere katılmalarını sağlamak, arkadaşlarıyla vakit geçirmek bu olumsuzlukların engellenmesine yardımcı olabiliyor.”

Aynı durum yetişkinler için de geçerli!

DİKKAT

Anlaşılan o ki bu uygulama ile yaşamaya devam edeceğiz.

O halde kendimizi buna hazırlamamız, önlem almamız gerekiyor. Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Kliniği’nden Psikiyatri Uzmanı Dr: Emre Tolun Arıcı, daimi yaz saati uygulamasının ortaya çıkardığı psikolojik sorunlarla baş etmek için şu önerilerde bulunuyor: .

• Güne erken başlıyorsanız sabahları ofis, sınıf gibi kapalı ortamlara girmeden önce gün ışığından mümkün olduğunca yararlanmaya çalışın.

• Güneşin dik geldiği öğlen saatlerinde, kış aylarında nadir olan güneşli havalarda açık havaya çıkmayı ihmal etmeyin.

• Çocuklarınızı ders aralatında bahçeye çıkmaya teşvik edin.

• Evlerinizde gün ışığına benzer aydınlatmalar kullanın.

• Spor yapmanın ve sosyalleşmenin depresyona karşı koruyucu olduğunu unutmayın.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir