İdeal Kadın Bedeni İmajı

İdeal Kadın Bedeni İmajı

Bedeninle Barış

Diyetisyen olarak değil, daha çok bir psikolog olarakelimi uzatmak istediğim, her gün kanayan bir yara görüyorum. Özellikle hemcinslerimize ya da -daha da kötüsü- kendimize yaptığımız bir haksızlık bu. “Body shaming” denen bu yara hakkında gel biraz konuşalım…

Öncelikle body shaming kavramı ile başlayalım. Tam olarak Türkçe’ye çeviremesek de kısaca, “kişilerin sahip olduğu bedene yönelik, kıyaslama güderek, acımasızca yaptığı haksız ve yapıcı olmayan eleştiri” diyebiliriz.

Aslında sadece beden şekli değil, bunu etkileyen tüm davranış ve tutumları eleştirmek de bu kapsama girebilir. Mesela egzersiz yapmak veya yapmamak, egzersizin çeşidi, yenen besinin içeriği ya da yeme sıklığı gibi. Bunu kendi kendimize bile yapabiliyoruz.

(“Ben bu kalın bacaklarla, Ayşe’nin tırnağı bile olamam” gibi.) Ya da başka bir bireyin haberi olmaksızın yine kıyaslama ile bunu yapıyoruz: “Ahmet’in önceki sevgilisinin sütun gibi bacakları vardı, yeni sevgilisi ile olan tatil fotoğrafı tam bir facia. Ben o göbekle asla bikini giymezdim. Bir de hâlâ tatlıları götürüp, kadeh tokuşturuyorlar!”En fenası da şu ki, direkt olarak bir bireyin yüzüne, “Tatlım 42 beden gelin mi olur? Lütfen egzersiz yapmaya başla; bu kolları inceltip o gelinliği hak etmelisin!” diyebiliyoruz…

Bedensel ihtiyaca göre yemek

Madalyonun İki Yüzü

Konuya ciddi bir giriş yapmadan önce fonda çalan müziği el birliğiyle değiştirelim. Tarkan’dan tüm sevip de kavuşamayanlara gelsin: “Başkası olma kendin ol, böyle çok daha güzelsin!”

İşin özü şu ki bu durum hep vardı. Sadece hepimizin farkındalığı arttı ve böyle bir tanım oluştu. Kilo fazlalığı olan birini eleştirmek ne kadar yaygınsa, madalyonun diğer yüzünde, kilo fazlalığı olmayan, medikal olarak normal kiloda olan insanlar da bir o kadar bu keyifsiz şeye maruz kalıyor. “Ayşe de çok spor yapıyor” ya da “Sen de hep salata yiyorsun” demek de bir nevi body shaming aslında.

Bir sebebi var elbet. Çünkü kanayan bir yarası var. Ve bu yara iyileşmedikçe, bunu yapanlar da maruz kalanlar da zarar görmeye devam edecek.

İdeal Kadın Bedeni İmajı

İşte geldik en can alıcı noktaya. Yedi, sekiz yaşlarında rekabetçi ortama giren çocuk, ailesinin prensi / prensesi olmaktan başka bir boyuta geçiyor. Okulda bir test yapılıyor, sınavdan 50 alan çocuk eve gelip annesine “50 aldım” diyor. Annesinin tutumu, “Hangi soruları yanlış yaptın?”yerine “Sınıftaki diğer arkadaşların kaç aldı?” demek oluyor.

Çocuk bu durumu genelleştiriyor ve kaydediyor. Bir dahaki sınav dönüşü cevabı “Ben 50 aldım, onlar 60 aldı” oluyor ve kıyaslama dünyasının kapıları açılıyor. Beden, saç rengi, göz rengi ve burun şekli hakkında da yorumlarını kıyaslama şeklinde yapıyor.

Bundan 50 sene önce insanlar bir izdivaç yapacağı zaman ailelerin ya da arkadaşların ilk sorusu “Oğlumuz ne işle meşgul?” iken, şimdi yerini “Kızımız güzelmi?”, “Zayıf mı?”gibi sorulara bıraktı. Sıkıntı da bu. Fiziksel görünüşümüz ne zaman bir değer algısı, bir kabul eşiği oldu? Neden oldu?

Yapılan araştırmalar, fiziksel görüntünün artık insanların iş bulma oranını bile olumsuz etkilediği yönünde. Çünkü beden konusunu ortaya koymak, karşısındakini tanımadan, tanımaya çalışmadan yaftalamak en kolayı.

İd, ego, süperego üçlüsü burada da devrede. İçgüdüsel olarak her zaman galip gelen id ile toplumun değer yargısını belirleyen süperego arasında bireyler, asıl görevi dengeyi sağlamak olan egoyla yapması gereken ince ayarı kaçırıyor. Sıkıntı egoya hâkim olamamak değil, onu doğru kullanamamakta. İçgüdüsel olarak galip gelme duygumuzu, çevremizdekilere ya da kendimize ceza vererek yapmaktansa, bizi böyle düşünmeye iten sebeplerin saptanması, bu anlamda elzem. Kendine sorarak bile çok yol kat edebilirsin.

Bonus:Yeme Bozuklukları

Medyanın belirlediği “ideal” kadın bedeni imaj mı gören, normal ve fazla kilolu bireylere sorular sorularak yapılan bir çalışmada, insanların bu imajlara maruz kaldıkça daha çok body shaming yaptığı sonucuna varılmış. Yani bu devam ettiği sürece, zihnen sağlıklı bireyler bile toplumun (süperegonun) belirlediği ideal olma isteğini bastırmakta sıkıntı çekecek.

Bireyler sahip oldukları diğer değerleri azımsayıp, ideal beden ölçülerine bağlı mutluluk hayalleri kuruyor. Yaşadığı olumsuzlukları, kilo ya da beden şekline bağlıyor. Bir şekilde idealize ettiği bedene kavuşsa da, gerçek problem çözülmediği için daha büyük problemler ortaya çıkıyor. Klinik olarak yeme bozuklukları da başı çekiyor.

NASIL KURTULABİLİRSİN?

Kendine haksızlık etmeyi bırakmak için bu dört adımı takip et:

1 Kıyaslamaktan vazgeç.

Artık gerçekten vazgeç! Çok samimiyim. Kendirli bir başkası ile kıyaslama. Onunla sahip olduklarınız birbirinden çok farklı ve bu sadece sana zarar veriyor. Kimse mükemmel değil. “Hayatım aşırı güzel. Çok param ve efsane bir vücudum var. Hayattaki en büyük problemim buluşmadan buluşmaya koşmak ya da erkek arkadaşımın köpeği”diyen birinden koşarak uzaklaş. Çünkü bu bahsettiği, gerçek dünya için pek mümkün değil. Özgüven zannettiği şey, egoizm-narsisizm ile karışık bir özgüven eksikliği sadece. Umarım bir an önce sen değil, o tedavi olur.

2 Yaşadığın duyguyu tanımlamaya çalış.

Ayşe’ye neden öyle dedin? Kıskandın mı? Peki onda olana kavuştuğunda her şey iyi olacak mı? Yaşadığın duyguyu anlamaya çalış. Body shaming eğer sana uygulanıyorsa, bundan rahatsız olduğunu direkt olarak karşındaki kişiye söyle. “Ama o zaman onu kaybederim”mi diyorsun? Zaten bence bu tip bir insanla çok sıkı bağ kurmaman büyük bir kayıp değil.

3 İyi taraflarını gör.

Bedeninin sevdiğin kısımlarını da tanımlayabiliyor musun? Peki, sende bu iyi kısımların olması ama başkasında olmaması da haksızlık değil mi? Hiç bu açıdan baktın mı? Kendini ve seni oluşturan parçaları sevdiğinde, daha iyi hissetmek için harekete geçeceksin. Sağlığını etkilemeyen bir kilodaysan, bunu koz olarak kullanıp sağlıklı beslenmekten vazgeçme! Sadece kendi dengeni bulmaya gayret göster. Bu kadar basit.

4 Beden algısı nötr olan kişilerle zaman geçir.

İllaki bedeniyle barışık ya da beden algısı nötr olan birilerini tanıyorsundur. Hani senin bir ihtimal body shaming yapıp, “Aslında şişman değil de üç kilo verse daha iyi” dediğin grup. Evet, kiloları umrunda olmayan, sadece karnı acıktığında yemek yiyenlerden bahsediyorum.

Bu konuyu onlarla konuşabilirsin. Neye odaklandıklarını ve bunu nasıl yaptıklarını öğrenebilirsin. Bunu yaparken kendine de, karşındakine de body shaming yapmamaya çalış.

Bu Beden Senin

Bu beden de bu hayat da senin. Seni rahatsız eden, bedeninle ve yiyeceklerle olan ilişkini bozan asıl sıkıntıya odaklanman, zamanını bu sıkıntıyı bulmaya harcaman en mantıklısı. Kıyaslamak seni rahatlatıyorsa, bunu kendi değişiminle ilgili yap. Her geçen gün kendi içindeki ilerlemeyi görerek daha motive ve zihinsel olarak daha mutlu olabilirsin.

Senin çabana rağmen, seni body shaming’e maruz bırakan kişilerle konuştuğun hâlde, aranızda çözümlenemeyen bu durum devam ediyorsa, onlarla ilişkini gözden geçirme zamanın gelmiş demektir. Hayattaki en büyük probleminin yaz tatilinde aldığın iki kilo olduğu, kendine ve bedenine iyi davrandığın bir ay diliyorum.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir