Kadınlarda idrar kaçırma sorunu

Kadınlarda idrar kaçırma sorunu

Nasıl bilmemek değil öğrenmemek ayıpsa, bir sağlık sorununa sahip olduğunu bilip çözüm aramamak da bir o kadar yanlış. Kadınlarda sık yaşanan idrar kaçırma sorunu hakkında biraz idrar kaçırma, kadınların da erkeklerin de konuşmaktan kaçındığı ve inkâr etmeye meyilli olduğu bir konu.

Fakat kadın bedeni söz konusu olduğunda bu konu biraz daha halı altına süpürülüyor ve giderek bir tabu hâline dönüşüyor, idrar kaçırma sorunu yaşayan pek çok kadın, hissettiği utanç yüzünden bu durumu ailesiyle bile paylaşamıyor.

Türkiye’de 40 yaş ve üzeri her dört kadından biri -yani 2,7 milyon kadın-idrar kaçırma sorunu ile karşılaşıyor. Uluslararası Kontinans Birliği’nin rakamlarına göre dünyada 400 milyon, Avrupa’da ise 50 milyon kişi bu sorunu yaşıyor. Biz her ne kadar konuşmaktan kaçınsak da istatistikler tüm dünyadaki kadınlar arasında yaşanan ciddi bir problem olduğunu gösteriyor.

TEDAVİSİ MÜMKÜN

idrar kaçırma, mesanenin sen istemesen de idrarını tutamama durumudur. Bir hastalık değil, bir sağlık sorunu belirtisidir ve çok farklı sebepleri olabilir. Mesane kaslarının idrarı tutma gücünün azalması ya da aşırı çalışması gibi nedenleri olabileceği gibi, idrar yolu iltihabı gibi bakteri kaynaklı hastalık geçirmek, amfizem, kistik fibrozis gibi ciddi solunum hastalıkları, mesaneyi fazla çalıştıran diüretik ilaçlar kullanmak, birden fazla doğum yapmış olmak gibi nedenler de bu soruna yol açabiliyor.

Mesanen ile ilgili bir sorunun olduğunu düşünüyorsan öncelikle kendi kendine idrara çıkma günlüğü tutmayı dene. Günde ortalama 1,5-2 litre su içen sağlıklı kadınlar gündüz yaklaşık dört, altı; gece ise bir, iki kez tuvalete gidiyor. Eğer idrara çıkma sıklığın bu rakamların üzerindeyse ve tuvalete her seferinde çok sıkışarak gidiyorsan bir doktora görünebilirsin.

idrar kaçırma, çeşitli medikal ve cerrahi müdahalelerle üstesinden gelinebilen bir sorun. Doktorların hastalara önerdiği tedavi yöntemleri, sorunun şiddetine ve nedenine göre değişiyor. Eğer fazla kiloluysan doktorun diyet ve mesane kaslarını güçlendirecek egzersizler önerebilir, ilaçla tedavi uygulayabilir ya da cerrahi bir müdahaleye ihtiyacın olduğunu düşünebilir.

FARKINDALIK PROJESİ

Kadın ürolojisi ve işlevsel üroloji konusunda önemli araştırmalar gerçekleştiren Kontinans Derneği, Canped ve oyuncu Nergis Kumbasar, bu sorunu yaşayan kadınları bilgilendirmek ve farkındalık yaratmak amacıyla bir farkındalık projesine imza attı. “Hayatı Kaçırma Sen, Bir Yolu Var istersen” adlı proje, kadınları konuyla ilgili bilgilendirmeyi ve idrar kaçırmanın saklanılması gereken bir şey olmadığını vurgulamayı amaçlıyor.

Proje temsilcisi Nergis Kumbasar’ın sunumuyla gerçekleşen açılış konuşmasında, Kontinans Derneği Başkanı Prof. Dr. Oktay Demirkesen ve Ontex Türkiye Genel Müdürü Burak Kayahan’dan idrar kaçırma sorunuyla ilgili çok çarpıcı veriler dinledik. Canped’in 40 yaş ve üzeri bu sorunla yaşayan kadınlarla yürüttüğü bir anket araştırmasına göre; Türkiye’de idrar kaçıran kadınların yüzde 87’si özgüven eksikliği, yüzde 75’i ise sokağa çıkma korkusu yaşıyor. Kadınların ankette verdiği ortak cevaplardan biri “hayatı kaçırdıkları” yönünde olmuş; bu da projenin ismine ilham vermiş.

Projenin ana ayaklarından biriyse Türkiye’nin her yerinden kadın öykülerinin toplandığı kolektif bir kitap projesi. Kadınların hayatında kaçırdığı önemli anları ve fırsatları kaleme alacağı bu kitap projesine sanatçılardan, doktorlardan, basından, iş ve spor dünyasından da büyük destek bekleniyor. 31 Ocak 2018 tarihine kadar sen de hikâyeni biryoluvaristersen.com sitesine girerek paylaşabilirsin.

Proje kapsamında yürütülen çalışmalara göre 2020 yılında Türkiye’de idrar kaçırma problemi yaşayan dört milyon kişi olacağını öngörülüyor. O yüzden şimdiden konuyla ilgili bilgilenmen ve yapabileceklerini öğrenmende fayda var.

Neden Doktora Gitmiyorsun?

Çaresi olmasına rağmen Türkiye’de kadınların çok azı Konuyla ilgili çözüm aramak için doktora başvuruyor. İdrar kaçırmaktan utanmak, bu durumun belli yaşlardaki kadınlarda görülmesinin olağan kabul edilmesi ve tedavi sonuçlarının iyi olmadığı yönündeki yanlış bilgilendirme, bu oranın düşük olmasına neden oluyor.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir