Fark Yaratmak

Fark Yaratmak

Fark yaratmak konusunda aklımızdan bir şeyler geçmiyorsa, fark yaratmanın ne demek olduğunu, nelere mal olacağını, kişisel katkılardan başarı merdivenlerini tırmanmaya kadar olan yaşamın her aşamasındaki gücümüzün fakında değiliz demektir.

Hiç kimse bizden olağanüstü şeyler beklemez. Ancak kendimizin olağanüstü özellikleri olduğunu sandığımız gibi kendimizden olağanüstü şeyler bekler ya da hayal ederiz.

Fark yaratmak

Yaşamımızın süsü olan hayal dünyamız daha farklı ve yaratıcı olmamız için bize gerekli olan tüm alternatifleri ve seçenekleri düşleme şansını vermiştir. Olağanüstü şeyler düşündüğümüz yetmezmiş gibi, başlangıçta çok kolay elde edebileceğimiz kanısını sürdürürüz. Ancak kısa bir zaman sonra bunun çok zor olduğunun farkına varır, ya hayallerimizden vazgeçer ya da erteleriz, en son “erteleriz düşüncesi” yaptıklarımızın en kötüsüdür.

Burada hayal ediş, düşünüz, algılama, sentez ve hataları yaptığımızın farkında mısınız? Her şeyi bir rüya gibi görür ve gördüklerimizin etkisiyle karar verirsek olmamayı düşlediğimiz şeyler konusunda istediğimiz sonuçlara ulaşmamız yine hayallerimiz gibi hayallerde kalır. İnsan mükemmellere imza attığı gibi hata da yapan bir yaratık! Mükemmele ulaşmanın ve hatanın bir listesini çıkarabilirsek yapılması gerekenler konusunda daha başarılı olacağımızı düşünmek bile bizi daha iyi şeyler yapmak konusunda doğru yönlendirir.

İnsan kendi olmalı

Yeryüzündeki bilim ve teknoloji alanındaki keşifleri yapanlar, insan olduklarına ve sizin de insan olduğunuza göre yeryüzünde herkes eşittir. Elbette bir takım yaşamsal farklılıklar insanları beceri ve gelişim konusunda etkileyecektir, bu çok doğrudur; ama herkesin bir Einstein, bir Steve Jabs olması beklenmiyor. İnsan aklını kullandığı zaman içinde bulunduğu durumu ve şartları değerlendirerek kendisine hayal ettiği ortamı hazırlayabilir.

Çünkü insan; yapma, etme, becerme, kazanma, hedef, planlama, strateji konularında düşünce gücünü kullanarak elde etmek istediği her şeye sahip olabilir. Elbette aklınıza “bu o kadar kolay mı, ne zaman?” gibi sorular gelebilir.

Birincisi; zaman sürecinin çok iyi kullanılması, yapılması gerekenler konusunda yetenek ve beceriler konusunda beynin tepe noktası kullanılarak hareket edilmesi bizi hayallerimize ulaştırır. Yoksa her şey öyle kolay değil. Ders çalışmadan sınıf geçmenin ne demek olduğunu çok iyi algılarsak, başarmak için ne yapılması gerektiği konusunu o derece özümsemiş oluruz. İnsan yaşamında bir fark yaratmalı, yaşamını sıradan sürdürmemeli. Neden?

Çünkü yetenek kullanımı daha huzurlu, daha mutlu ortamlar demektir. Fark yaratmak düşüncesinin kazanımları size daha refah bir hayat sunar. Önce başarının gururu, ardından sosyal ve ekonomik güç en azından yapılması gerekenlerin sorumluluğunun yerine getirilmesinin keyfini yaşatır.

Şu an hemen başınızı ellerinizin arasına alıp “içinizdeki gücü keşfedin ve fark yaratın” cümlesinin ne demek istediğini düşünün ve ardından kendinize şu soruyu sorun: “Ne yapmak istiyorum?” Soruya vereceğiniz yanıtın altından daha bir sürü soru çıkacaktır. Hepsinin yanıtı; aklımızı kullanarak çalışmak, çalışmak ve çok çalışmaktan geçtiğini içinizden bir sesin fısıldadığını hissedeceksiniz. İnsan bazen içinde bulunduğu şartları, olanakları hatta hayatının değişmesini ister. Bu istek öylesine gizemli bir şekilde hissedilir ki, elinde sihirli bir çubukla birçok şeyi halledeceğini zanneder.

Biz ve şikâyetlerimiz

İçinde bulunduğumuz durumdan şikâyet ediyorsak, halimizden memnun değilsek, nedenlerini düşünmeden her şeyi değiştirmek isteriz. Bunun doğru olduğunu söylemek çok zor. Her şeye rağmen içinde bulunduğumuz durumdan çıkmak, farklı dünyaları hayal ederek hayatımızı değiştirmek fikri doğru değildir. Çünkü içinde bulunduğumuz dünyayı biz hazırladık ya da hazırlayamadığımız bir dünyada yaşamak zorunda kaldık.

İstisnalar dışında kimse bizi mecbur etmedi ve bu duruma gelmemiz konusunda bütün kararları biz verdik. Şimdi bu kadar ciddi bir konuda asıl verilmesi gereken karar, içinde bulunduğumuz durumun ve buraya nasıl geldiğimizin bir özeleştirisini yapmaktır, yoksa yine yanlış kararlar verebiliriz.

Evrende her şey ilahi gücün planı çerçevesinde hareket ediyor ve bizler bu mükemmel planın içinde bize sunulan kusursuz bir yaşam sürdürüyoruz, ilahi güç insana vermiş olduğu zekâ becerisiyle kendi kazanımlarını elde etmek için düşünce gücünü kullanma becerisiyle baş başa bırakmış, problemin ne olduğunu tespit etmek ve çözmek becerisi vermiş.

Tanrı herkesi farklı özelliklerde yaratmış. Hiç kimsenin yaptığı bir başkasınınkine benzemiyor. İnsanı insan yapan kişisel becerileri kadar farklı özellikleridir. Bunu bazen bir avantaj, bazen karşı bir silah olarak kullanırız. Sadece yaptıklarımızın doğru olduğunu düşünür, hata yapmayan özelliğimiz olduğuna inanırız. Başkasının yaptığı doğru olsa da yine bildiğimizi okuruz. Bilmemiz gereken bilmediğimizi bilmemiz ve bilmediklerimiz konusundaki eksikliklerimizi gidermek için düşünce gücümüzü kullanmamızdır. Farklı yetilerimiz olsa da bireysel çıkarlarımız kadar, karşımızdaki-lerinin de çıkarlarını düşünmek zorundayız.

Hayal dünyamız

Şimdi hayal dünyanızda şöyle bir yolculuğa çıkın ve farklı düşüncelerinizi bir kere daha düşlerinizden geçirin. Şimdiye kadar yaşadıklarınıza ve yaptıklarınıza şöyle bir bakın ve olayların üzerindeki etkinliğinizi ölçün. Yapmak isteyip de yapamadıklarınızın nedenlerini araştırın, hatanın sizin olup olmadığını tespit edin. Hata sizin ise nereden, hangi özelliğinizden kaynaklandığına karar verin ve şu andan sonra kendinizi yapamadıklarınızla değil de yapmak istediklerinizle değerlendirin ardından kendi kendinize şunları söyleyin:

Benim bir farkım olmalı.

Farkımı göstermeliyim.

Sıradan olmayı asla kabul etmeyeceğim.

Yaşadıkça içimizden çıkmaması gereken “bu duygu beni yönlendirmeli” diye düşünmelisiniz, çünkü insan düşündükçe düşündüklerini gerçekleştirmesi konusunda beyninde şekillenen yaptırım gücüyle hareket ediyor. Bir yerde insanın kendisiyle konuşması olarak algılanan bu yöntemi kullanabilirseniz sıra dışı ve fark yaratan özelliklere sahip olabilirsiniz demektir.

İnsan yaşamında iddialı olmalı. “Beceri beyin gücünün eseridir” tezinin doğruluğu bizi istediğimiz yerlere götürür. “Beceri gücü inancıyla yetenek gelişimi süreci başlar” tezi daha geçerlidir. Çünkü insan yaptıklarında başarılı olmakla önce kendini tatmin edecek, yaptıklarının karşısında geçip gurur duyacak ve daha sonra “işte ben buyum” diye kendini gösterecektir.

Yaşamın kurallarından birisi var olmaktır.

İnsan var olduğunu kanıtladıkça daha mutlu olur ve daha az stres yaşar.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir