Alerjik astımda ilaç tedavisi

Alerjik astımda ilaç tedavisi

Astımda rahatlatıcı tedavi

Astımın tekrarlayan şekilde gelişen bronş daralması ataklarıyla seyrettiğinden söz etmiştik. Astımda rahatlatıcı tedavi bu ataklar sırasında spazm haline giren, diğer bir deyişle daralan bronşu gevşetmeye yöneliktir. Bu tedavi hava yolundan soluma yoluyla sprey, kuru toz ya da buhar şeklinde albuterol/salbutamol ve terbutalin adı verilen ilaçlarla yapılır. Aynı ilaçların şurup formu da mevcuttur.

Astım genellikle gece alevlenen bir hastalıktır. Çünkü vücudumuzda alerjiyi baskılayan kortizon hormonu gece, özellikle de sabaha karşı en az seviyede salgılanır. Kortizon vücutta doğal olarak bulunan bir yangı söndürücü hormondur. Alerjiye bağlı yangı, kortizonun vücutta en düşük seviyede olduğu bu saatlerde en yoğun olarak kendini belli eder. Çocukta öksürük krizlerinden uyuyamama, hırıltı, nefes alamama hali gelişir. Bu durum çoğu astımlı çocukta sık sık yaşandığı için anne babalar devamlı acil servislerde geceyi geçirmemek ve hazırlıksız yakalanmamak için genellikle evde rahatlatıcı ilaçlar bulundururlar.

Sadece acil durumlarda kullanılması önerilen bu ilaçlar, nebüliza-tör adı verilen bir makine yardımıyla buhar şeklinde uygulanabildiği gibi bir fanus yardımıyla sprey şeklinde de verilebilir. Çok hafif ataklarda sadece şurup formda ilaç da yeterli olabilir. Nasıl uygulanırsa uygulansın bu ilaçlar çocuğun daralan bronşunu gevşetir ve öksürük krizleri, hırıltı, nefes darlığı atağı o an için son bulur veya en azından hafifler. Kökten çözüm olmamakla birlikte bu ilaçlar alerjik astım düzenli ilaç tedavisiyle kontrol altına alınana kadar çocuğu rahatlatır. Bu ilaçların çocuk krizde değilken devamlı kullanılmaması gerekir.

Hastanın veya ailenin rahatlatıcı ilacı nasıl ve ne sıklıkla uygulayacağı konusunda bilgili olması gerekir. Aile bu konuda eğitilmelidir. Ayrıca hastayı takip eden alerji uzmanınca ailenin veya hastanın eline acil durumda yapılacakların yer aldığı bir acil müdahale planı verilmelidir. Evde tedavinin yetersiz olduğu hallerde acil servise başvurmaları gerektiği konusundan da aile ve hastanın bilgilendirilmesi gerekir.

Nebülizatör yardımıyla uygulanan buhar şeklindeki ilacın etkisi sprey şeklinde olana kıyasla daha güçlüdür. O nedenle de genellikle hastalar bu ilaçla ilk olarak acil servislerde tanışır. Ancak gerek çevre önlemleriyle gerekse biraz sonra göreceğimiz koruyucu devamlı bir tedaviyle hastalığı kontrol altında tutulan bir çocukta artık astım alevlenmeleri genellikle olmaz ya da çok hafif ve seyrek olur. Bu nedenle genellikle buhar tedavilerine gerek kalmaz. Hafif öksürük ve hırıltı atakları da fanus yardımıyla verilen sprey şeklindeki rahatlatıcı ilaçlarla kısa sürede atlatılır.

Koruyucu, atak önleyici tedavinin aksadığı veya bu tedavinin bile baş edemeyeceği düzeyde şiddetli bir tetikleyiciyle (sigara dumanına, kimyasala ve aşırı toza maruz kalmak gibi) temas olması halinde sprey ilaçla yeterince rahatlama görülemeyebilir. Böyle durumlarda yine buhar şeklinde (nebül) ilaç kullanımının gerekebileceği unutulmamalıdır. Eğer evde nebülizatör yoksa, sprey ilacın yeterince etki etmediği durumlarda uygulamanın acil serviste yapılması uygun olacaktır. Tabii ideal olanı, çocuğun bu hale gelmemesi için uygun önlemlerle atak gelmemesinin sağlanmasıdır.

Astım tedavisinde hedef, bu rahatlatıcı ilaca hiç ihtiyaç duyulmaması veya çok çok az ihtiyaç duyulması olmalıdır. Bunu sağlamak için biraz sonra ayrıntılı olarak anlatacağımız atak önleyici, koruyucu grupta yer alan astım ilaçlarından yararlanmak gerekir.

Astımda koruyucu tedavi

Astımda öksürük, hırıltı ve nefes darlığı ataklarına neden olan durumun bronş yüzeyindeki alerjik yangı, diğer bir deyişle mikropsuz iltihap olduğuna değinmiştik. Bu doku şiş, ödemli, kırmızı ve hassas bir bronş zarı yaratır. Bu hassas zarın üzerine gelen ufak bir uyaran (soğuk algınlığı ve nezle gibi solunum yolu enfeksiyonları, sigara dumanı, keskin koku veya rutubet kokusu) astımın alevlenmesiyle sonuçlanır.

Alevlenen bronş spazm haline girer, içinden hava geçişi kısıtlanır.. Akciğerlere giren havanın dışarı atılmasında güçlük yaşanır. Bu geçiş sırasında daralan bronşun içinden geçen hava ıslık sesi benzeri bir ses çıkarır. Bu ses çoğu zaman hırıltı ya da hışıltı olarak adlandırılır.

Astım ataklarında hastayı rahatlatmak için bronş çevresini saran kasların gevşetilmesi yoluna gidilir. Bu anlamda bir önceki bölümde sözünü ettiğimiz hava yoluyla uygulanan şurup, sprey veya buhar şeklindeki bronş gevşeticiler kullanılır. Ancak bu rahatlatıcı ilaçlar sadece geçici bir iyilik hali sağlar. Altta yatan alerji ve alerjik yangı çoğu zaman devam eder. Çocuk iki hastalık arasında rahatlaşa bile bronş yüzeyini saran o şiş, kırmızı, hassas doku orada varlığını sürdürür. Yeni bir uyaran gelince bu hassas bronş yine daralır.

Dolayısıyla, atakları gelmeden durdurmak için bronş yüzeyindeki iltihabi dokunun iyileştirilmesi, dolayısıyla bu hassasiyetin ortadan kaldırılması gerekir. Bunu sağlayacak olan da koruyucu tedavi kapsamındaki kortizonlu sprey (inhaler) veya buhar (nebül) ilaçlardır. Günümüzde tıp araştırmaları kapsamında mikrogram dozunda, kana karışma oranı düşük olan sprey kortizonlu ilaçlar, astımın en etkili koruyucu tedavisi kabul edilmektedir.

Kortizon vücudumuzda yaşamsal olarak gerekli, önemli bir hormondur. Kortizona stres hormonu da denilir. Vücutta bir stres söz konusu olduğunda bu stresi gidermek, genel anlamda yangı ya da mikropsuz iltihabı söndürmek için kullanılır. Örneğin, ameliyatlar sırasında doğal olarak kan düzeyi artar. Bunun dışında vücutta istenmeyen art-rit ya da böbrekleri etkileyen nefrit gibi kronik iltihabi bir hastalık söz konusu olduğunda, etkilenen organın hasar görmesini engellemek için kortizon hormonu dışarıdan tablet veya iğne şeklinde uzun süre verilmek zorunda kalınabilir. Tablet ya da iğne kortizonlar uzun süre ve sık kullanıldıklarında boy uzamasında azalma, kemik yoğunluğunda azalma ve buna bağlı kırıklar ve vücutta stres hormonu olan doğal kortizonun salgılanmasının baskılanması durumu söz konusu olabilir. Bu nedenle temelde aynı hormonu içermelerinden dolayı astımda kullanılan solunum yoluyla uygulanan kortizonlu ilaçlar konusunda da hepinizin aklında soru işaretleri olduğunu biliyorum.

Sırf bu yüzden yan etkilerinden korkulduğu için birçok tedavinin yarım bırakıldığını ve yanlış kullanıma bağlı aksaklıklar yaşandığını da bizzat görüyorum. Çağımızda bilgi yolumuzu aydınlatan en değerli ışıktır. Eğer sizler bizzat neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilimsel veriler ışığında bilirseniz tedaviye ait yanlışlıkların çoğu kendiliğinden ortadan kalkmış olur. Dolayısıyla biraz sonra kortizonla ilgili en sık sorulan sorular ışığında sizi bilgilendirmeye çalışacağım.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir