Satır değil mercimek köfte!

Satır değil mercimek köfte!

Vejetaryenlerin sayısı artıyor. Bu beraberinde bir ekonomi de oluşturdu. Ancak “vejetaryen kimdir, ne yer, ne yemez” soruları kafaları karıştırıyor. Uzmanlar vejetaryenleri yeterli mineral ve vitamin almaları konusunda uyarıyor…

VEJETARYEN beslenen pek çok kişinin başından herhangi bir restoranda şuna benzer bir diyalog mutlaka geçmiştir:

– Köfte alır mısınız?

– Yok, ben vejetaıyenim.

– Öyleyse tavuk şiş hazırlayalım?

İşte, bu diyalog vejetaryenlikle ilgili aslında ne kadar az bildiğimizin en açık göstergesi. îş veganlık ve pesketeryanlık olduğunda durum daha çetrefilli bir hale bürünüyor. Son dönemde kendini vejetaryen, vegan ya da pesketeryan olarak tarif edenlerin sayısı sürekli yükseliyor. Bunda insanların daha sağlıklı beslenmek istemeleri kadar endüstriyel et üretimi ve tüketimine duyulan tepki de oldukça etkili.

Sebep her ne olursa olsun geleneksel beslenme modellerinin dışına çıkmak pek çok soru işaretini de beraberinde getiriyor. En büyük soru işareti de hangi grubun neleri yiyip neleri yemediği konusunda yaşanıyor. Öncelikle vejetaryen beslenme biçiminde canlı hayvan tüketimine yer yok. Kırmızı, beyaz et ya da balık fark etmiyor. Vegan beslenmede ise bunların yanı sıra süt, peynir, yoğurt gibi hiçbir hayvansal mamul tüketilmiyor. Günümüzde hemen hemen bütün hazır yiyeceklerde hayvansal mamul olduğu düşünülürse veganların işinin oldukça zor olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle vegan kafelerin açılması ve veganlara yönelik ürünlerin marketlerde daha fazla yer alması oldukça önemli. Pesketeryanlar söz konusu olduğunda ise daha farklı bir tablo çıkıyor karşımıza. Pesketeryanlar menülerinden kırmızı ve beyaz eti çıkarırken balık gibi deniz canlılarını tüketebiliyorlar.

ETİN ÜRETİMİ PROBLEMLİ

Pesketeryan kelimesinin son zamanlarda sık kullanılmasının müsebbibi oyuncu Irmak Ünal. Birkaç ay önce magazin sayfalarında fit ve kaslı vücudu ile boy gösteren Ünal, görüntüsünü düzenli spor kadar pesketeryan beslenmeye borçlu olduğunu söyledi. Elbette ünlü bir ismin uyguladığı beslenme biçimi pek çok kişinin de dikkatini çekti. Sağlıklı ve fit olmanın yolunun bu tür beslenmeden geçtiğini düşünenlerin işi kolay değil. Çünkü ister vejetaryen ister vegan isterseniz de pesketeryan olun her bir beslenme çeşidinin kendine özgü sorunları var.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Banu Kazanç da bu noktaya dikkat çekiyor. Kırmızı et yemenin pek çok sağlık sorununu da beraberinde getirdiğini ifade eden Kazanç, bu nedenle insanların vejetaryen beslenmeye yöneldiğini belirtiyor. Ancak Kazanç protein ihtiyacını karşılayan etin hayatımızdan tamamen çıkmasının gerçekten sağlıklı olup olmadığı konusunda hala tartışmalar olduğunu dile getiriyor. Buna karşılık Kazanç, yapılan çalışmalarda vejetaryen beslenme ve sağlık arasında pozitif bir ilişki olduğunun görüldüğünü söylüyor ve aslında et yemenin değil et üretimi ve tüketimi süreçlerinin problemli olduğunu sözlerine ekliyor.

“GELİŞİ GÜZEL BESLENİLMEZ”

Beslenme ve Diyet Uzmanı Deniz Şafak da vejetaryen beslenmenin moda olduğu için ya da kilo amaçlı kullanılmaması gerektiğini söylüyor. “Beslenmenin temel ya-pıtaşlarından olan proteinlerin yetersizliği söz konusu olabilir” şeklinde uyarı yapan Şafak, “Proteinler hem kas kitlesinin önemli yapıtaşlarından hem de kilo verme programlarında metabolizmayı uyaran önemli bir besin öğesi olduğundan keyfi sebeplerle uygulanmamalı” diyor. Şafak, vejetaryen beslenirken diyetin kalorisinin yüksek olabileceğini bu nedenle hangi tür vejetaryen beslenme uygulandığının önemli olduğunu sözlerine ekliyor.

“Vejetaryen beslenme modellerinin birbirlerine göre eksiklikleri veya yeterlilikleri tamamen kişiye göre değişir” diyen Şafak bu nedenle kişinin yaşma, cinsiyetine, hastalık durumuna ve varsa aldığı ilaçlara göre uygun olan beslenme modelinin seçilmesinin önemli olduğuna vurgu yapıyor.

Görüşlerine başvurduğumuz bir başka beslenme ve diyet uzmanı da Gonca Güzel. insanların farklı beslenme biçimlerini denemelerini önerdiğini anlatan Güzel kişinin bedenini tanımadan gelişi güzel tercihler yapmasını ise tavsiye etmiyor. Bunu şöyle açıklıyor:

“Besinsel ihtiyaçlarını karşılamayan, kişileri zorlayan ve dengesiz olan değişimleri tavsiye etmiyorum. Bu konuda yapılan sık ve bilinçsiz değişimler insanın bütünsel sağlığını olumsuz etkiler. Sonuç olarak farklı beslenme biçimlerini denemek güzel olabilir ama bilinçli olursa ve çok sık değişim yapılmazsa.” Bedenimizin ve ihtiyaçlarımızın çeşitli sebeplerle sürekli değiştiğine dikkat çeken Güzel, buna paralel olarak beslenme ihtiyaçlarının da güncellenmesi gerektiğini dile getiriyor. Güzel “Yani tek çeşit ve tip beslenmek bir insanın ömür boyu yapabileceği bir şey olması mümkün değil” diye konuşuyor.

DEMİR MİNERALİ EKSİLİYOR

Vejetaryen beslenme aslında yeme içme konusunda daha dikkatli bir hayatı da beraberinde getiriyor. Menümüzden her çıkardığımız besin vücudumuza eksik mineral ve vitamin olarak geri dönüyor. Bu nedenle dışardan takviye alarak mineral ve vitamin depolarının boşalmamasını sağlamak elzem.

Deniz Şafak da vejetaryen beslenenlerde en çok demir minerali ve B12 vitamini eksikliği görüldüğünün altını çizerek “Ancak yumurta, yeşil sebzeler ve yağlı tohumlar yendiğinde bu ihtiyaçlar kısmi olarak karşılanabilir” diyor. Veganların düzenli kan testi yaptırmasını tavsiye eden Şafak, kan şekerinin rutin olarak kontrol edilmesini önemli buluyor. Sebebini de Şafak şöyle açıklıyor: “Çünkü bazı kişiler doymak için karbonhidratları gereğinden fazla tüketebiliyor. Ayrıca sebze ve meyvelerin besin öğesi tamamen karbonhidrattır.” Banu Kazanç da protein eksikliğini gidermek için kepekli tahılların, baklagillerin, sebzelerin, yağlı tohumların ve fındığın tüketilmesini öneriyor. Kazanç buna ek olarak soya proteinin hayvansal kaynaklı proteinlere eş değer özellikler taşıdığının altını çiziyor.

Hangi tür vejetaryensin?

Vejetaryen beslenme dendiğinde farklı yaklaşımlar söz konusu. Veganlık ve pesketeryanlık da vejetaryen beslenmenin farklı modellerini oluşturuyor. Ancak en çok bilinenleri bunlar olsa da vejetaryenliğin farklı modelleri de mevcut:

  • Lacto Vejetaryen: Bitkisel besinlerle birlikte hayvansal besinlerden süt ürünlerini tüketirler.
  • Lacto-Ovo Vejetaryen: Hayvansal ürünlerden süt ürünleriyle beraber yumurta da tüketirler.
  • Ovo-Vejetaryen: Bitkisel besinlere ek olarak hayvansal besinlerden sadece yumurta tüketirler.
  • Pesco-Vejetaryen: Bitkisel besinlere ek olarak sadece balık tüketirler.
  • Pollo-Vejetaryen: Hayvansal besinlerden sadece kümes hayvanlarını tüketirler.
  • Semi-Vejetaryen: Bu grup tüm besinleri tüketirler ve sadece kırmızı eti yemezler.

Deniz ŞAFAK / Diyetisyen ve Beslenme Uzmanı
Akdeniz tipi beslenme en iyi model

Vejeteryan beslenmenin, beslenme modelleri içinde en sağlıklı beslenme modeli olduğu düşünülüyor. Bu birçok açıdan doğru olabilir.

Ancak proteinli besinlerin de vücuttaki işlevleri unutulmamalı. Uzun süre doygunluk verme, kas yıkımını engelleme, hücre fonksiyonlarının yerine getirilmesi, bağışıklığın güçlenmesi gibi etkileri var proteinli besinlerin. Bu nedenle bugün hala Akdeniz tipi beslenme en iyi beslenme modeli olarak tıbben kabul görüyor.

Bol sebze ve meyve, iyi zeytinyağı, ihtiyaç kadar et ürünleri, süt ürünleri, yumurta, yeterli miktarda yağlı tohumlar, baklagiller ve son olarak da iyi karbonhidratlar. Hangi besin olursa olsun ne kadar sağlıklı olsa da fazlası sorun oluşturabilir.

Bu nedenle her zaman kişinin ihtiyaçlarına göre beslenme modeli kendine özeldir.

Meral Candan




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir