Stresi anlamak

Stresi anlamak

Stresi anlamak

Stres çok çabuk hissedilir, hatta gelişi bile günler önce anlaşılır. Kim tarafından anlaşıldığını sanıyorum tahmin ediyorsunuzdur. “Kim?” diye soracak olursanız “strese neden olan kim ise o” derim.

Çünkü stresin geleceğini, ilk önce strese neden olan insan hisseder. Çünkü yanlış giden ve yapılmayan bir şeylerin olduğu ya da yapılan hataların nereye varacağı endişesi önceden hissedilmeye başlanmıştır.

Stres yaşanmaya başladığında insan kendisini çaresiz ve yalnız hisseder. Stresi olduğu gibi kabul eder ve yıkıcı proseslerini yaşayarak özgüvenini kaybeder, umutsuzluğa kapılır, yaşam kalitesi azalır ve tabi ki ardından yaratıcılık, üretim gibi özellikleri de yara alır.

Stresi anlamak

Stresle başa çıkmanın yolu konusunda bir seminer veriyordum. Bu konu yaşayan her insanı çok yakından ilgilendirdiği için katılımcıların bakışlarındaki canlılık, yüzlerindeki mimiklerine kadartüm beden dillerine yansıyordu. Bir seminerde olması gereken pozitif algılamalar oldukça ciddi bir şekilde dikkatle sürüyordu. Her cümle sonrası bakışlardaki anlamlar değişiyor, stresin öyle korkulacak bir şey olmadığı anlaşıldıkça bakışlar pozitif yönde değişiyordu. Bende -her insanda olduğu gibi- karşımdakilere bir şey kabul ettirmenin mutluluğunu hissederken keyif alıyordum. Seminer sonunda sorular bölümüne geçtiğimizde katılımcı bir hanımefendi şöyle bir açıklama yaptı:

“Bazen müşterilerin hakarete varan yüksek sesli davranışlarına muhatap oluyoruz, bu bizim motivasyonumuzu bozuyor, stres yaşamaya başlıyoruz ve bu duyguların birkaç gün etkisinde kalarak yaşamak zorunda kalıyoruz. Bu durum heyecanımızın kaybolmasına neden olduğu gibi, iş kalitemizi olumsuz etkiliyor ve yaptığımız işten keyif almaz hale geliyoruz.”

Stresin insanda oluşturduğu kötü etkilerin başında motivasyonun bozulması, verimliliğin azalması, yaratıcılığın kaybolması ve insanın kendisini kötü hissetmesi gelir. Sonuç olarak ise; insanın yaptığı işe karşı saygısının azalması ve işine karşı soğuk duygular hissetmesi halinde kendini gösterir. Bu durum işletmeleri olumsuz etkileyen bir numaralı düşmandır.

Düş kurmak değil, hiç bir düşe sahip olmamak budalalıktır.

CliffClavin, Cheers

İşletmelerin hedefi çalışanlarının motivasyonu yüksek tutmak, sinerji oluşturmak konusunda bir takım aktiviteler yaparak verimliliği arttırmak iken, çalışanlarının böyle bir olayı yaşamalarına asla izin vermek istemezler. Burada asıl önemli olan işletmelerin bu tür olası problemler karşısında çözüm odaklı elemanlar yetiştirmeleridir ki, bunun yolu da çalışanların eğitilmesinden geçtiğinin bilincinde olmalarıdır.

İşletmelerin altın kurallarının en önemlisi olan denetim mekanizması iyi işlemiyor, denetim ve coacging gerektiği gibi yapılamıyorsa, işletmede çalışanların motivasyon düzeyi düşük demektir ve bunun sorumluluğunun önemli payı lider yöneticinin yönetim anlayışından kaynaklanır. Lider ve çalışanlar arasında mutlaka değerlere ulaşmak için iş ve kişisel saygıya dayalı frekans yakalanamamışsa, çalışanlar kendilerini yalnız hissederler, inisiyatif kullanmazlar ve problemler karşısında kendilerini güçsüz hissederler. İşletme ile çalışanlar arasında sevgi ve saygıya dayalı iletişim kuramazsanız, çalışanlar kendilerinde problem çözebilecek pozitif enerjiyi hissetmezler ve tabi ki böyle durumlarda problemler birbirini takip eder ve işletme onarılması zor yaralar alır.

Stres tek kişinin sorumluğundan ziyade çoklu toplumların çözmesi gereken bir konudur ve çözümünün stres oluşmadan yapılması gerekenler hakkında ciddi yaptırımlardır ki bu da despot anlayıştan ziyade, gerçekçi ve protest davranış içermelidir.

Stresin işletmelerin belası olduğunu çalışma hayatına başladığım zaman hissetmeye başladım. Stres sonucu birbirine uymayan tuhaf duygular, insanın zaman zaman kendisini yalnız hissetmesi, yeteneklerin kendince sorgulanması, içinden çıkılması zor duygularla baş başa kalmanın çaresizliği beni çok şaşırtmıştı ki kısa zamanda toparlanmamda yöneticimin bir sözü etkili olmuştu. Şöyle söylemişti:

“Sana güveniyorum; çünkü sen zeki bir insansın ve başarılı olacağından eminim”

Bir dönüm noktasıydı…

O gün ben “stresten daha güçlüyüm, çünkü ben zekiyim, çünkü ben güvenilir biriyim.” diye söylendiğimi anımsıyorum.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir