Aldatmayı Affettiniz Peki Ya Sonra?

Aldatmayı Affettiniz Peki Ya Sonra?

İlişkide her iki tarafa da zarar veren en sıkıntılı durumların başında aldatma geliyor. Cinsiyetler arasında keskin bir fark olmamasına rağmen aldatmalarda kadının duygusal, erkeğin cinsel ihtiyaçları daha baskın oluyor. Peki her iki tarafı mutsuz eden bu durumun ertesinde hayat nasıl devam etmeli?

Toplumumuzda hem kadın hem de erkek tarafında aldatma sıklıkla yaşanan bir tablo. Aldatmanın sebebinin genellikle kişinin kendisiyle ilgili olduğunu söyleyen Psikolojik Gelişim ve Aile Çift Danışmanı Nur Meriç, aldatma ve sonrasıyla ilgili sorularımızı yanıtladı. Nur Meriç, aldatılan kadının sorduğu “Ben ne yapacağım, bu ilişkiyi nasıl devam ettireceğim, nasıl güvenmeye devam edeceğim, tek başıma hayatla nasıl mücadele edeceğim, yalnız kalırsam ne yaparım” gibi sorulara yanıt verdi.

ERKEK VE KADININ ALDATMA NEDENLERİ NELERDİR? ARADA FARKLAR VAR MIDIR?

Sağlıklı, güçlü aile bağlarının olduğu bir ortamda büyüyorsak kendimizi sevilen, güçlü, değerli ve özgüvenli biri olarak hissediyoruz. Sevilen, değerli biri olduğumuz onaylanırsa, kendimizi daha rahat gerçekleştirmek, anlamlı bir hayat yaşamak için yetişkin olduğumuzda da bir hayat arkadaşına ihtiyaç hissediyoruz. Hayatımızı anlamlandırmak için partnerimizle kurduğumuz ilişkide tüm çabalarımıza rağmen ihtiyaçlarımızı karşılayamıyorsak, sorunları çözemiyorsak ilişkiyi bitirebiliyoruz.

Kaybetme, yalnız kalma, bağlanıp acı çekme gibi korkularımız varsa, özgüvenimiz de yerinde değilse ilişkimizden kolay kopamıyoruz. İhtiyaçlarımızı başka kişilerle karşılamaya çalışıyoruz veya bağlandığımız kişiye çok güvenmiyoruz ve o olmadığında yalnızlık hissetmemek için yedek insanlar arıyoruz. Çoğu zaman aldatma sebeplerimiz kendimizle ilgili, karşımızdakiyle değil. Aldatmanın altında yatan birtakım psikolojik sıkıntıları saymazsak kötü niyetten yapmıyoruz. İnsanlar temelde kendilerini gerçekleştirmek, sağlıklı bağlar kurmak, hayata evet demek, etrafındaki insanlarla bir bütün olabilmek, bütünün bir parçası olduğunu farklı bir ruhla deneyimlemek istiyor. Kişi bunları gerçekleştiremezse bunun yan ürünü olarak karşımıza aldatma, aldatılma çıkıyor. Aldatan insanlar da mutsuz. Biz birinin yanında ne kadar içten, şeffaf ve kendimiz oluyorsak o kadar çok besleniyor ve mutlu oluyoruz. Sonuçta toplumsal açıdan bakıldığında aldatma, aldatana da aldatılana da zarar veriyor olsa da sıklıkla yaşanan bir durum. Cinsiyetler arasında keskin bir fark olmamasına rağmen aldatmalarda kadının duygusal, erkeğin cinsel ihtiyaçları daha baskın oluyor.

aldatmak

“BENİM KOCAM BENİ ASLA ALDATMAZ” LAFI SİZCE DOĞRU MUDUR? ALDATMA HERKESİN BAŞINA GELEBİLİR Mİ?

Genellikle Türk kadınlarının inandığı “Benim kocam aldatmaz” söyleminin altında büyük bir korku yatıyor. Kadınlar temelde kendi gücüne güvenmiyor, birçoğu da hayadarmı sürdürecek şartlara sahip değil. Kadın bu gerçekle karşılaşırsa ne yapacak? Kendisini bu ilişkiyi bitirecek kadar güçlü hissetmiyorsa gerçeği kabul etmiyor, görmezden geliyor, “Benim kocam aldatmaz” diyor. Konu biz değilsek tüm erkeklerin eşlerini aldatabileceklerine inanıyoruz. Peki neden sıra kendimize gelince farklı oluyor? Çünkü çok acı verici bir gerçek olarak görüyoruz. Aldatıldığımız zaman karşımıza “Ben ne yapacağım, bu ilişkiyi nasıl devam ettireceğim, nasıl güvenmeye devam edeceğim, tek başıma hayatla nasıl mücadele edeceğim, yalnız kalırsam ne yaparım?” gibi sorular çıkıyor. Özellikle Türkiye’de zemin, erkeğin aldatmasma çok uygun. Erkeğin karısını aldatması öğrencinin kopya çekmesi gibi değerlendiriliyor. İstenmeyen bir durum olmasma rağmen “Eşi bilmezse sorun yok, ufak bir yaramazlıktır” algısı hakim.

Bu açıdan bakıldığında etik değerlerle eğitümemiş her erkek karısını aldatabilir. Genel olarak bakarsak kadın da erkek de aldatabilir. Aradaki farksa Türk kadını bunu övünç kaynağı olarak değil, bir vicdan azabı olarak taşıyor. Kadınlar aldatıldığında kırılıyor, daha çok içine kapanıyor, kendisini değersiz hissediyor. Erkeklerse kızgınlaşıyor, dile bile getiremedikleri bu gerçek karşısında öfkeleniyor, saldırganlaşıyor, özel alanlarına girilmiş, sahip oldukları ellerinden alınmış hissediyor.

Erkek aldatılmayı onur, namus meselesi, kadının ahlaksızlığı olarak değerlendiriyor ve “İnsanların yüzüne nasıl bakarım, namusumu temizlemeliyim” diye düşünebiliyor. Böyle bir durumda kadın için sonuçlar çok daha ağır olabiliyor. Aldatılan erkek ya da yakınları kadım ölümle cezalandırırsa, katil mahkemede tahrik indirimi bile alabiliyor. Ne yazık ki aldatma olayında kadın ve erkek arasında çifte standarüar var. Toplum erkeğe karşı pozitif bir ayrımcılık yapıyor.

ALDATMANIN OLUŞMASI İÇİN İLLE DE CİNSELLİK OLMASI GEREKİR Mİ?

Burada verilen anlam çok önemli. Kadmlar derin yapıdaki duygusal bağlanmayı aldatma olarak değerlendirirken erkek için cinsel birleşme aldatma olabiliyor.

Çünkü kadınlar duygulara, duyguların ‘paylaşılmasına öncelik verirken erkek cinsel birlikteliği tehdit görebiliyor. Kadın ruhu, duyguyu paylaşmak istemezken erkek bedeni paylaşmak istemiyor. Kadın için ruh önemliyken erkek için beden önemli.

İNTERNET ALDATMAYI KOLAYLAŞTIRDI MI?

Birlikteliklerde paylaşımlar ve paylaşımın kalitesi azaldıkça ilişkiden beslenemeyen bireyler cep telefonları, bilgisayarlar aracılığıyla yeni bağlar kurmaya çalışıyor. Sanal ortamlarda daha özgür oluyor ve istediği kimliği sergüeyebiliyorlar. Bu kimliklerle onay, kabul, sevgi ve değer gördüğünde, kendini daha iyi hissediyor ve bu duyguların yarattığı hazza bağımlılık oluşturuyor. Bu paylaşımları gerçekleştirdikleri kişilerle reel bağlar kurmaya çalışıyorlar. İlk evrelerde tanımadığı biriyle kelimelerle ilişki aldatma olarak görülmüyor. İlerleyen evrelerde durumun aldatılan tarafından bir şekilde fark edilmesi veya kişinin bu duygudan kendini kurtaramaması ciddi sıkıntılara neden olabiliyor.

ALDATILAN KADIN NELER HİSSEDER? NELER YAŞAR?

Yoğun bir hayal kırıklığı, derin bir travma, ciddi psikolojik sıkıntılar yaşayabilir. Kişinin ilişkisindeki bağları kişi açısından anlam gücü olarak çok kuvvetliyse ilişki birden anlamsızlaşıyor. Hayat da anlamsızlaşıyor, yaşam motivasyonu zayıflıyor ve kişi büyük bir boşluğa düşüyor. En yoğun hissedilen duygu öfke. Karşı tarafın bunu neden yaptığım sorguluyor, kendisinde de suç arıyor, ilişkide neyin eksik olduğunu, neyi yanlış yaptığını anlamlandırmaya çalışıyor. Kendisini değersiz görmeye başlıyor. Kendine, çevreye ve hayata karşı güveni azalıyor. Bir bitiş ve ölümdür yaşadıkları.

İyi bir onarım yeni bir başlangıç, farklı yaklaşımlara ihtiyaç oluyor.

Bazen aldatılan kadın ilişkiden vazgeçemediğinde bu ilişkiye olan bağımlılık, durumu görmezden gelmesine neden oluyor. Ancak kabullenilemeyen bu durumla yüzleşmeyi reddeden kadın ileriki süreçlerde sık sık bu durumu yüzüne vurabiliyor ve karşı tarafın canını acıtmaya çalışıyor. Kendisinin de partnerinin de hayat kalitesini azaltıyor.

ALDATILAN KİŞİYE TOPLUMUN, YAKIN ÇEVRESİNİN DAVRANIŞLARI NASIL OLUYOR?

Toplumun davranışları kadına ve erkeğe göre farklılıklar sergiliyor. Erkeğe daha hoşgörülü yaklaşılırken, kadına çok daha tepkisel olabiliyor. Erkeğin aldatmasında geleneksel ailelerde kadına yuvanı koru şeklinde yapılan baskı, bazen boşan dayatmasına da dönebiliyor.

ALDATMADAN SONRA İLİŞKİ BİTMELİ Mİ?

Güçlü ve anlamlı bir ilişkide en önemli ilke, sadakatie bağlılık ve adanmışlık. Aldatmanın yarattığı etki bazen ilişkiyi zayıflatırken, bazen de tamamen çökmesine neden oluyor. Artık bir şeyler değişmiştir. Değişen bu duruma nasıl yaklaşılacak?

İşte bu anlamda mutlaka iyi ve deneyimli bir danışmana, terapiste gidilerek uzman yardımı alınmalı.

Bir kadın danışanım eşi tarafından aldatılmış. Aldatan eş çok pişman fakat eşine pişmanlığını ifade etme, aldatma olayının sorumluluğunu alma, telafi etme ve onarma için faydalı girişimlerde bulunamamış. Altı aydır birlikte olmalarına rağmen birbirlerine yabancılaşmış ve kopmuş bir şekilde ayrılma kararı almışlar. İkisinin de hayatlarındaki en önemli kişi şu sıralar yoğun bir şekilde ergenlik problemi yaşayan 14 yaşındaki çocukları, onun bu ayrılık kararından olumsuz etkileneceğini düşünüyorlar. Nasıl tanıştıklarını, ilişkilerinin ilk başından bu güne birbirlerinde gördükleri olumlu tarafları, birlikte yaşadıkları olumsuz olayların zamanla onları nasıl geliştirdiğini, birbirlerine katkılarını, güzel ve anlamlı anıları yazmalarını istedim.

Görüşmede bunları birbiriyle paylaşnlar. Bu olay olmadan önce onlar için ilişkilerinin güçlü anlamları neydi sorgulamalarla bunları fark ettiler. İkisi için de aile birlikteliği çocukları için özveride bulunmak vb bütün bu güçlü anlam dinamikleri kutsaldı. Geçmişteki olumlu, olumsuz anıların kişiye, ilişkiye kattığı güçlü değerleri gördüklerinde çifüerin daha fazla çabaladıklarını fark ettim. Aralarında yoğun anlam dolu geçmiş deneyimler anımsandıkça sevgi bağı güçlendi. Büyük bir travma görse de ilişki, büyük anlamlar taşıyorsa kolay kolay bitmesi söz konusu değil. İster erkek olsun, ister kadın olsun, her aldatan aslında acı çekiyor ve kendini savunma mekanizmaları ile avutuyor. Aldatan kişi pişmanlığını, üzgünlüğünü doğru ifade ettiğinde, aldatılan eş de empatiyle bağışlamanın, hoşgörünün alçaltıcı değil, çok değerli ve yüce bir tutum olduğunu fark ettiğinde olumlu bir adım atılmış oluyor ve yuvaları kurtuluyor. Geçmişte aldatmayı hazırlayan etkenler fark edilip değiştirilirse, yeni tutum ve yaklaşımlarla beklentileri göz önünde bulundurarak farklı güçlü anlamlı ilişkinin inşa edilmesi sağlanabiliyor. Acı deneyimi bir tecrübe, büyüme ve olgunlaşma için bir fırsata, suçluluğu daha doğru davranışlara, bitişleri de yeni başlangıçlara çevirebiliriz. Terapi ile travmaların etkilerini onarabilir, daha mutlu aileler ve ilişkiler kurabilir, binlerinin aracılığıyla hayatla bağlı olmanın, bir ailenin parçası olduğumuzu hissetmenin hem ilişkilerimize hem de hayatlarımıza güçlü anlamlar kattığını fark edebiliriz.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir