Bu sivilce içten geliyorsa, kendisini içten engellemenin bir yolu, birkaç yiyeceği olmalı!

Bu sivilce içten geliyorsa, kendisini içten engellemenin bir yolu, birkaç yiyeceği olmalı!

Dolunay (26)

Gittiği her yerde sivilcelerinden ve sivilce izlerinden dolayı ergenlik çağında olduğu düşünülen Dolunay, bu görünümü kısa boyu ve spor giyim tarzıyla desteklediği için açıkçası birazcık suçlu gibi. Ama şikayeti yok, fazla takmıyor. Sezen Aksu’nun da kısa oluşu ona güç veriyor.

Bu algıyı değiştirme planında biraz olsun topuklu ayakkabı yok yani, sivilceye savaş açmak var.

“Bu ay içindeki diğer randevunuzu da ayarlayalım mı Dolunay Hanım?”

“Olur, peki, ayarlayalım, değişik bir bakıma mı girsem acaba?”

cilt

“Doktor hanım size en uygun olanı seçti, merak etmeyin, siz fark etmediniz ama cildinizde çok büyük değişiklikler oluyor her seanstan sonra, bize güvenin lütfen.” “Tabii ben anlamıyor olabilirim, doğrudur.”

“Ayın 18’i, saat 14:00 diyorum öyleyse, dilerseniz o gün doktor hanıma bir kez daha gözükür, aklınıza takılanları sorarsınız.”

“Olur, iyi olur, teşekkürler, iyi çalışmalar…”

Yine bir klinik sonrası. Bu küçük asansörü hiç sevmiyorum. Hep ter kokuyor. Merdivenler o kadar dar ki, onlardan inmek de işkence, ama şehrin en iyi kliniği de bu işte, ne yapayım, acaba daha ne kadar geleceğim şu cildim için?

Bazen düşünüyorum, diyorum ki neyse ki ben güzelim, tek sorun cildimde. Peki cildinde sorun olmayan çirkinler ne yapsın? Onların çaresi de estetik, onun sonucu da hiç belli değil ki, maymuna da dönebiliyorsun…

İkisi de masraflı işte… Gitti yine maaşımın 8’de biri cilt bakımına. Oradan çıkınca kremlere, bakım ürünlerine verdiğim parayı saymıyorum bile. Sadece cilt bakımı bile beni üzecek kadar masraflı olmaya başladı.Cilt bakımı da iyi geliyor aslında ama sadece lekelere sanırım. Çünkü kadın olmaktan vazgeçmediğim sürece, her ay regl döneminde kesin sivilcem çıkacak. İşte sorun da hep oradan itibaren tekrar başlayacak.O sivilce bir türlü geçmeyecek, o geçmedikçe ben uğraşacağım, elimi yüzümden çekemeyeceğim derken yüzüm yine sivilce dolu olacak. İşte bu hep böyle oldu. Cilt bakımı da rengini açıyor cildimin, parlatıyor falan işte…

Anneme sorarsanız, çok acılı yediğin ve çok uyumadığın için der. Ama ben acılı yemenin ciltle çok alakası olabileceğini sanmıyorum.

Ergenlik döneminde de sivilcem çıkmamıştı üstelik. Kesin bir şeyler dokundu ve sonra önünü alamadım. Ama o şey ne, hiç bulamadım da.

Okuldan arkadaşlarım, çeşitli maskeler önerdiler, hepsini yaptım ama hepsi yüzeysel ve geçici çözüm oldular. Bazen sırtımda bile çıktı sivilce, bazen üst kollarımda…

Yapmadığım şey kalmadı. Benim gibi olanların çaresiz kalınca kullanmaya başladıkları bir ilaçtan bahsediyorlar ama o da karaciğeri çok yoruyormuş. Vücudumu hırpalamadan eski cildime nasıl kavuşacağım? Karaciğerle ilgiliyse direkt, ona iyi gelen yiyecekler neler?

Çok su içiyorum mesela ama yetmiyor şu anda.

E peki ben ne yiycem?

Ne yemiycem?

Merhaba Dolunay,

Çok haklısın, bir kadın için cildi çok önemlidir. Çünkü sağlıklı bir cilt, sağlıklı bir bedenin tamamlayıcısıdır. Bedenimiz gibi cildimize de önem göstermeliyiz. Doğru beslenme alışkanlığı ile cildimizin gençliğini ve güzelliğini uzun yıllar boyunca korumak, daha genç ve parlak bir cilde kavuşmak mümkün. Tabii ki öncelikli olarak bir dermatologa gitmeni öneririm. Ama bu esnada birazdan sana bahsedeceğim beslenmeyle ilgili önlemleri almanın da kimseye zararı dokunmaz… Bu arada annen haklı! Az uyumak ve çok acı yemenin cilde olumsuz etkisi olduğu kesin.

Vücudumuzun yaklaşık yüzde 7’si deri dokusundan oluşur. Yani 60 kg ağırlığındaki bir kadında 4.2 kg kadar deri bulunur. İnsan derisi, bireye bağlı olarak 15 gün ile 3 ay arasında değişir. Bu kadar hızlı değişen bir dokuyu beslenme şekli önemli ölçüde etkiler. Yeterli ve dengeli bir beslenme, cilt hücrelerini güçlü ve nemli tutar.

Dengeli beslenmediğimizde, ciltte solgunluk kuruluk ya da lekeler görülebilir. Vücutta elzem yağ asidi eksikliği, cildin kurumasına ve çabuk yaşlanmasına neden olur. Uzun süren dolaşım bozukluklarında, çok güzel bir cilt bile doğal rengini kaybeder ve sağlıksız bir görünüm alır.

Cilt güzelliğinin ilk şarü sağlıklı kan dolaşımıdır! Ome-ga 3 ve Omega 6 yağ asitlerini dengeli tükettiğimizde, kan dolaşımı düzene girer ve cilde daha fazla oksijen taşınır. Bu yağ asitleri ayrıca hücre zarını güçlendirir ve cildin daha genç görünmesini sağlar.

Vücutta serbest radikal sayısı arttığında cildimizde kırışıklıklar oluşur, cilt soluklaşır. Ama serbest radikallerden, besinler aracılığıyla korunmak mümkün! Antioksidanlar sayesinde, cilt kendini güneş ışınları ve çevrenin zararlı etkilerinden korur. A, C ve E vitaminleri önemli antioksidan vitaminlerdir.

Cildin parlaklığını pürüzsüzlüğünü korumak ve kırışmasını engellemek için önereceğim birçok gıda var. Bunlardan bazılarını söyle sıralayabilirim:

Su: Su vücudun dengesini sağlamak için en önemli kaynaktır. Vücut ağırlığımızın yaklaşık yüzde 52-60’ı sudur. Ancak bu miktar yaşımız ilerledikçe azalır ve ciltte kurumaya neden olur. Böylece cilt elastikiyetini kaybederek kırışıklıkların oluşumuna ve sarkmalara neden olur. Bu süreci bir miktar yavaşlatmak ve cildinizin nem dengesi için günde en az 1.5-2 litre su tüketmeye özen gösterin.

Havuç: A vitamini öncüsü olan beta karoten deposudur. Havuç ve turuncu renkli sebzeler, güneş koruması sağlar. Ciltteki elastikiyeti korur, kurumayı önler.

Turunçgiller: İçerdikleri C vitamini sayesinde kolajen yapımına yardımcı olarak yaşlanmayı geciktirirler. Aynı zamanda antioksidandırlar. Yara tedavisi üzerinde etkilidirler. Yüzeysel olarak ince çizgi ve kırışıklıkların giderilmesinde, cilt yanıklarının tedavisinde faydası görülür.

Süt Ürünleri: A vitamini açısından zengin olduklarından cildin sıkılaşmasına ve esnekliğine yardımcı olurlar.

Balık: Yine az yağlı olanlar tercih edildiği ve ızgara yapıldığı sürece zengin A vitamini ve Omega 3 kaynağıdır. Omega 3 cilt yapılandırması, nem içeriği ve genel olarak esnekliğe faydalıdır. Omega 3 yağ asitlerinden EPA’nın güneş ışınlarına bağlı cilt hasarını azaltmada önemli bir etkisi olduğu belirlenmiştir.

Böğürtlen-Yaban Mersini: Bu tarz ‘berry’ dediğimiz meyveler de antioksidan açısından zengin olduklarından, yaşlanmayı hızlandıran serbest radikalleri etkisiz hale getirirler.

Domates: Kansere karşı etkili olan likopenin en zengin kaynağıdır. Aynı zamanda bir antioksidan olan likopen cildin kırışmasını ve yaşlanmasını geciktirici etkiye sahiptir.

Yağlı Tohumlar: Fındık, badem, ceviz gibi besinler Omega 6 yağ asitlerince zengin olduğundan cildin kurumasını engeller. Aynı zamanda zengin E vitamini kaynağı olan bu besinler cildin parlaklığının ve esnekliğinin korunmasına da yardımcı olur. E vitamini içeriğinden dolayı aynı zamanda iyi birer antioksidandırlar. Aman! Miktara dikkat! Yararlı dediğimiz miktar günde 5 fmdık-badem ya da 2 tam cevizdir ©

Koyu Yeşil Yapraklı Sebzeler: Zengin C vitamini kaynağı olan yeşil yapraklı sebzeler antioksidan özellikleri ile yaşlanmayı geciktirirler.

Söylediklerimi toparlayacak olursam, özetle;

Ç, A ve E vitamini bakımından zengin beslenmelisin.

Yeterli ve dengeli beslenmeyi öğrenmelisin.

Serbest radikal oluşturabilecek yanmış yağlardan ve kızartmalardan uzak durmalısın.

Cildinin protein yapısına katkıda bulunmak adına beslenmende yeterli et ve süt tüketimine yer vermelisin.

Türketimi cildin kolajen yapısını bozacağından, basit şekerlerden uzak durmalısın (çay şekeri gibi).

Mutlaka su içmelisin!

Sigara ve alkol tüketiyorsan, miktarı sınırlamaksın.

Meyve ve sebzelerin antioksidan gücünün zengin olduğunu bilerek tüketim miktarını artırmalısın.

Haftada en az 2 kez balık tüketmeye özen göstermelisin.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir