Cilt kalitesi ve cilt sağlığı için öneri

Cilt kalitesi ve cilt sağlığı için öneri

2017 yılının yeni trendi, cilt kalitesi. Artık kadınlar vücut sağlığının yanı sıra cilt sağlığına da önem veriyor. İçeriden dışarıya ışıltılı bir cilde sahip olmak isteyenler, bu yıla damgasını vuracak cilt kalitesini de “derinlemesine” öğrenmek istiyor.

Bir tükctici araştırmasının sonuçlarına göre, cilt kalitesi kadınlar için büyüyen bir endişe! Kadınların yarısından fazlası (yüzde 56) cilt görünümlerinin dış güzelliklerine katkıda bulunduğunu söylüyor. Bu yıla damgasını vuracak cilt kalitesinin ayrıntılarını öğrenmeye hazır mısınız? Cildin derinlemesine nemlenmesine, pürüzsüzleşmesine, ince çizgilerinin giderilmesine, esneklik ve parlaklık kazanmasına kim “hayır” diyebilir ki?

Genç ve güzel görünmesi için cildin nemlendirilmesi oldukça önemli. Yeterli neme sahip olmayanlarda kırışıklıklar ve çizgiler daha çok belirginleşiyor. Yapılan araştırmalara göre kadınlar ışıldayan, taze ve parlayan ciltle iyi olanı eşleştiriyor.

DERİYİ EN DERİNDEN NEMLENDİRMEK ÖNEMLE

PROF. DR. REHA YAVUZER

“Görünümümüz ve cildimiz, bütünün birer parçaları. Sigara tüketiminiz, su tüketiminiz, doğru beslenmeniz, antioksidan ve prebiyotiklerden yararlanmanız, bütün bunlar zaten sizi belli bir noktaya götürüyor.

Güneş ışınlarının cildiniz için çok zararlı olduğunu biliyoruz, aynı zamanda solaryumdan sakınmanız gerekiyor. Bu yolda giderken tabii cildin üst tabakasının birtakım ihtiyaçları var, bunları da belli oranda profesyonelce üretilmiş kozmetik ürünlerden elde ediyoruz. Üst tabakanın nemlendirilmesi gibi. Öte yandan deri, en büyük organımız, önemli bir koruma bariyeri. Kremler onu dış etkenlerden koruyor, dolayısıyla sürdüğümüz kremler yeteri kadar cildin altına nüfuz edip alt tabakalarına ulaşamıyor, işte enjekte edilebilen ürünlerin burada devreye girdiğini görüyoruz. Bu arada, yaşlanmanın en erken bulguları göz ve yüz çevresinde oluyor. Boyun ve el yaşlanma sürecinde en az cerrahi ve cerrahi dışı uygulamalarla başarılı olduğumuz bir alan. Dolayısıyla buralarda fayda veren her uygulamaya çok ciddi bir şekilde ihtiyacımız var.

Cilt kalitesindeki yeni uygulama deri kalitesini artıran bir yöntem olduğu için, el, boyun ve dekolte alanında da çok fazla yumuşak doku olmaması ve. ana örtünün deri olarak karşımıza çıkması sebebiyle deri kalitesini artıracak her şey bu üç alanda çok ciddi avantaj olarak kabul ediliyor. Bu deri kalitesini artıracağımız alanlarda uygulama aralıkları oldukça önemli birtakım farklı müdahaleler yapıp deriyi daha iyi hale getirebiliyoruz ancak çalışan kişi için bu çok kolay değil. Bize deri kalitemizi bilimsel olarak artıran, deri altımızın daha iyi nemlenmesini sağlayan, çok ağrılı olmayan, sonrasında işimizden alıkoymayan ve çok sık tekrar gerektirmeyen bir uygulama lazım. Aslında çok şey istiyoruz. Bugüne kadar da bunların hepsini tek seferde verebilen bir ürün görmedik. Bu ürün bu savla karşımıza çıktı ve şu ana kadarki tüm bilimsel verileri de bunu yapabildiğini gösteriyor.

Deri nemlenmesi çok önemli. Akne veya sivilcenin derinliği önemli, yüzeysel olursa düzeltici etkiye sahip. Diğer konulardaki yararı/zararı tartışmak için daha erken. Bunun yararlarını önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Neden göreceğiz diyorum? Deri ne kadar nemli olursa, ne kadar su tutarsa çevresindeki dokuları da o kadar sağlıklı yapıyor. O yüzden mutlaka bilemediğimiz faydalar çıkacaktır.”

Ve elbette cilt kalitesi estetiğin de ötesine geçiyor. Çünkü o kim olduğumuzu, nasıl hissettiğimizi ve nasıl yaşadığımızı gösteriyor.

Lazer prosedürler, vücut şekillendirme teknikleri, botu-linum toksini ve hyaliironik asit gibi kalıcı olmayan enjekte edilebilir maddeler konusunda uzmanlaşmış, ayrıca cilt sağlığı restorasyonu ve gençleşmesi konusunda alanında uzman olan Dr. Marva Safa, cilt kalitesinin dünya kadar eski olduğunu söyleyerek bakın 2017 yılma damgasını vuran gelişmelerle ilgili neler anlatıyor: “Dermatolojide cilt kalitesi eğer bir hastalık varsa önemsenmişti. Rosea, akne veya yaralarda cilt kalitesinin durumu ön plana çıkmıştır. Oysa dünya üzerinde kime sorsanız kaliteli bir cilt isteyeceğini söyleyecektir. Yaşı ne olursa olsun, hangi kadına sorsanız daha iyi bir cilt kalitesine ‘evet’ diyecektir. Allergan’m yapmış olduğu büyük pazar araştırması iki sonucu ortaya çıkarıyor. İlk olarak herkes daha iyi ve kaliteli cilt istiyor. Bazı ülkelerde iyi cilt kalitesi sağlıklı görünmek anlamına geliyor. Diğer ülkelerdeyse bu, genç görünmek anlamını taşıyor. Türkiye’deki pazara baktığımız zaman, genç görünmek kaliteli ciltle özdeşleştiriliyor. Birçok kadın bunun için nemlendirici kullanıyor fakat artık tek seferde dokuz aya kadar etkisi süren ve 2017 yılma damgasını vuran bir uygulama var. Üstelik bu yenilikte hidrasyon için ayrı, elastikiyet için ayrı, pürüzsüzlük için ayrı uygulamalara gerek kalmadan cilt kalitesi artıyor ve cilt derinlemesine nemlilik kazanıyor.”

TEK UYGULAMA, UZUN VADELİ ETKİ…

Dr. Mana Safa’ya göre 2017 yılında “Küçük bir dokunuşla derinlemesine nemlendirme”, kadınların yeni motto’su. Çünkü bu yeni uygulama, hem etkisi hem de sunduğu çözümlerle birçok kişinin derdine çare olacak. Dört ayrı bölgede uygulayabileceğiniz bu yöntem (ciltte) yaşanabilecek sorunların çoğuyla birden savaşıyor. Kalitesini iyileştiren, tek uygulamayla dokuz aya kadar etkisini sürdüren bir uygulama. Hyalüronik asidin intradermal cilt altma uygulanmasıyla ince çizgileri yok oluyor, cilt pürüzsüzlük kazanıyor, akne lekeleri ve kırmızı lekelerin görünümü azalıyor, cilt nemleniyor ve elastikiyet kazanıyor. Safa, kadınların psikolojilerinin de cilt kalitesiyle doğru orantılı olduğunu düşünüyor: “Cilt kalitesinin yükselmesi için günler veya haftalar gerekebilir ama bu çok duygusal bir durum. İnsanlar size, yüzüne ne yaptırdın, demiyor. Ne kadar güzel, dinlenmiş görünüyorsun, diyorlar. Bu da bizim duygularımızı etkiliyor. Cildiniz iyi olmadığında yorgun, soluk ve depresif gözükürsünüz. Öyle hissetmeseniz bile öyle görünüyor olabilirsiniz. Burada iki uçlu bir durum var, kötüyü iyi gösterebiliyorsunuz ama etrafmızdakiler de size pozitif geri dönüşler yapınca, size iyi göründüğünüzü söylüyorlar.”

DOKUZ AYSUREN OLUMLU ETKE

ESTETİK CERRAH OP. DR. ALPASLAN TOPÇU

“Günümüzde medikal ve teknolojik cihaz endüstrisinin gelişmesiyle cilt altı dokulardaki eksiklikleri rahatlıkla yerine koyabiliyoruz. Botulinum toksin A, hazır hyalüronik asit dolgular gibi medikal ürünlerle derin kırışıklıklarda azalma, volüm kaybı olan bölgelerde yeniden volüm sağlayarak hastalarımızda doğallığı bozmadan daha genç ve dinlenmiş görüntü yakalayabiliyoruz. Odaklı ultrason, radyo frekans ve lazer teknolojileriyle cilt altı ve cilt dokusunda kontrollü ısı hasarıyla kolajen sentezini artırarak yüz ovalinde belirginleşme ve yüzde lifting yapabiliyoruz. Cilt kalitesini artırıcı uygulamalar arasında mezoterapi, PRP, lazer, radyo frekans gibi uygulamaları sayabiliriz. Bazen bu uygulamaları kombine olarak kullanmak daha etkili sonuçlar verebilir. Tek bir uygulamayla yaklaşık dokuz ay boyunca ciltte olumlu etki görülebilir. Uygulama alanları yüz, boyun, dekolte ve el bölgesi. Özellikle boyun, el ve dekolte bölgeleri tedavisi zor ve tedavi seçenekleri az olan bölgeler. Uygulamadan kısa bir süre sonra cilt kalitesinde artma hasta tarafından fark ediliyor. Sonrasında, tedavi alanlarında kısa sureli morarma ve şişme görülebiliyor.”

CİLDİNİZ NEMSİZSE AYNADAKİ GÖRÜNTÜNÜZDEN MEMNUN OLMAZSINIZ

DERMATOLOG DOC. DR. ALEV EKEN

Dermatolog Doç. Dr. Alev Eken, “Tüm kozmetik ve yaşlanma önleyici tedavilerde cildin ‘kalitesi ve ışıltısı’, tedavi bütünlüğünün ayrılmaz bir parçası, istediğiniz kadar radyo frekans, odaklı ultrason, toksin, lifting operasyonu yaptırın, hatta saçınızı da son model kestirin. Nemli, ışıltılı, sıkı, pürüzsüz, yani kaliteli bir cildiniz olmadıkça aynadaki görünümünüzden mutlu olmayacaksınız” diyerek şöyle devam ediyor: “Cildin gençlik sermayesi veya kaliteli cildin korunması söz konusu olduğunda ilk akla gelen içerikler su ve hyalüronik asit. Bu iki gençlik sermayesi, ki onlara biyolojik sermaye de diyebiliriz, cildin kalitesinden, bebek gibi pürüzsüz, nemli, ışıltılı, esnek bir ciltten sorumlu. Nemi azaldığında cilt kurur, pürüzlenir, pul pul olur, matlaşır. Dıştan sürülen hiçbir krem ya da serumla cildi suya derinden doyuramaz, kalitesini artıramazsınız. Hyalüronik asitse zaten kendi cildimizin temel yapı taşı. Ancak 25 yaş itibarıyla yapımı azalmaya başlıyor ve 50 yaşına geldiğimizde yüzde 50 oranında düşüyor, işte o zaman sarkma, esneklik kaybı, kırışıklıklar tamamen kendini gösteriyor. Bu durumda, her yaş grubuna ve cilt tipine özel yaklaşımlarla cildimizi derinden nemlendirmeliyiz.”

YAZI: ESRA ÖZÜBEK




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir