Stresle Başa Çıkmanın Yolu

Stresle Başa Çıkmanın Yolu

Stresle baş etmenin büyüsü

  1. Dr. Christopher Scott’ın stresle başa çıkmanın yolu konusundaki eğitimine katılmıştım. Dr. Scott’ın stresle başa çıkmanın yolu konusundaki söylediklerini dört ana başlıkta değerlendirdim. Prezantabilitesi, ses tonu, konuşma şekli ve anlattıkları oldukça ilgimi çekmişti. Hatta Dr. Scott’tan öylesine etkilenmiştim ki anlattıklarını akılcı bulmakla kalmayıp, vizyonunu idol almayı düşünmüştüm. Bana göre Dr. Scott dört ana başlıkta değerlendirmek gerekiyordu ve dört ana başlık şöyleydi.
  2. Dr. Scott salona girmeden önce beş dakika kadar bir zaman Vivaldi’nin mevsimleri tüm salonda ılık bir bahar rüzgârı gibi dolaştı. Mevsimlerin büyüsü insanların psikolojisini tepe noktasına çıkarmıştı. Bu bir psikolojik hazırlıktı ve çok gerekli bir yöntemdi. Dr. Scott daha eğitime başlamadan Vivaldi’nin mevsimleriyle stresle başa çıkmak için eğitime katılanların psikolojilerini motive etmişti ve eğitimin anlaşılması için beynimizde önyargı oluşturmuştu. (Psikolojik hazırlık)
  3. Dr. Scott salona girdiğinde çok şık ve prezantabl birini görünce şaşkınlığım iki kat daha arttı. Lacivert takım elbisenin içine havai mavi gömlek, leylak rengi kravat ve ceket cebindeki beyaz ipek mendili ile gözlerimi okşamakla kalmamış, imajına bende herkes gibi özenerek beğenmiştim. Dr. Scott’ın şu ana kadar beynimde nakşettikleriyle stresle baş etmenin zor olmayacağını ve stresle mutlaka baş edilmesi gerektiğini düşünmeye başlamıştım bile. Bu imajın, vizyonun, prezantabilitenin gücüydü. Daha başlamadan hakkında pozitif duygular estirmişti. (Beğeninin gücü)
  4. Dr. Christopher Scott stresle başa çıkma konusunu hiç beklemediğim tarzdaki konuşmasını önceleri adlandırmakta zorlandımsa da dakikalar ilerledikçe stresin yaşamın bir parçası olduğunu ve suçlunun insan olduğunu bir nakış gibi hafızama işlemeye başlamıştı. Dr. Scott’ın anlattıkları çok değerliydi ve stresle başa çıkmak için mutlaka bilinmesi gereken şeylerdi; ancak çok daha önemlisi Dtr. Scott’ın ses rengi ve konuşma şeklindeki diksiyonu artikülasyonu ve fonetiği çok keyifliydi. Onu dinlemek farklı bir keyif hissettiriyordu. Konuşmasındaki şu sözler onun gerçek bir psikolog olduğunu düşündürmüştü. Dr. Scott’a inanmamızı sağlayan sözleri şöyleydi. “Eğer anlatmak isteklerinizi konuşma sanatıyla süslemezseniz, anlatmak istediklerinizin anlamını hissettirmekte zorlanır, gerçeğini hissettiremezsiniz.” (İletişimin gücü)
  5. Dr. Scott’ın eğitim sonunda bakışlarımızdaki canlılık nedeniyle mutlu olduğunu ve kendisini coşkulu bir şekilde dinlediğimiz için teşekkür ettiğini söyledi. Çantasını topladı tam salondan çıkacaktı ki geriye döndü. (Aniden geriye dönüş hareketi özellikle yapılmış bir oyundu.) “Ha bir şey daha var. Stresle baş etmek konusunda kararlı olmanız gerekir. Önemli olan sizin kararlılığınızda. Kararlı olduğunuz takdirde işiniz kolay” diyerek salondan çıkınca arkasından bakakaldım ve eğitimcinin eğitimcisinin ne demek olduğunu düşündüm. (Kararlılık gücü)

Stresle Başa Çıkmanın Yolu5

Dr. Christopher Scott stresle başa çıkmanın formolünü dört madde halinde vermişti.

  1. Psikolojik hazırlık
  2. Beğeninin gücü
  3. İletişimin gücü
  4. Kararlılık gücü

Dr. Christopher Scott’ın eğitiminden sonra şunları düşündüm. Kendinizi güçlü hissetmelisiniz, bunun için de psikolojik açıdan güçlü olmanız gerek. Bunu nasıl yapacaksınız? Tek yolu pozitif değerlerinizi ön plana alarak realiteden ödün vermeksizin, yaşama pembe pencereden bakarak. Ruhsal dünyanızda tüm olasılıklara karşı koyma inancınızı sıcak tutarak ve olasılıklar karşısında soğukkanlılığınızı bozmadan karşı koyarak. Dr. Christopher Scott’ın her kuralı bana göre ayrı bir güçler dengesinden söz ediyordu. Stresle baş etmek için güçlü olmak mı gerekirdi? Bu soru beni çok ilgilendirmiş ve daha çok düşünmeme neden olmuştu. Sadece güç yeterli miydi? İnanamadığım için yanıtım hayırdı. Peki, o zaman ne yapmak gerekiyordu, ne yapılmalıydı? Güç ikiye ayrılıyordu, psikolojik güç ve fiziksel güç, bir de doğanın gücü vardı. “Güç bir zaman kavramı içerisinde belirli bir süreçte oluşan kuvvetti ve kuvvetin oluşması için gücü destekleyen bir şeyler olmalı” diye kafamdaki beyin fırtınasıyla boğuşurken birden bire çakan bir şimşekle beynimin aydınlandığını hissettim. Gücü meydana getiren alt yapı çok önemliydi ve bunu sağlamak için de güç oluşumunu sağlayan, destekleyen verilere sahip olmak gerekiyordu.

Başarmak için özel olmak, insanın kendisini özel hissetmesi ve çok özel çalışması gerekiyordu. Bunun içerisinde başarıya yönelik olacak her şey vardı. Başarıya giden yolda dürüst hamleler temel ilke olmakla birlikte, oyunu kuralına göre oynamada sapmaların olabileceği ihtimalini de dikkate alarak; bazen ters bir manevra, bazen hücum, bazen geri çekilme, bazen sinsice planlar yapan, bazen de heyecanlı özelliklerimizi bir tilki kurnazlığıyla uygulamamız gerekirken asla vazgeçmemek ve inadına üstüne gitmek gerekiyordu. Bu düşünce bütünlüğüne güçler sinerjisi oluşturmak demek çok daha iyi olacaktır inancındayım.

Stresle Başa Çıkmanın Yolu6

Winston Churchill sağ elini havaya kaldırarak yaptığı zafer işareti ve kurnazlığıyla bilinen bir devlet adamı olmanın yanında savaş kahramanı olarak da bilinir. Ona bu unvanı kazandıran ikinci Dünya Savaşı’nda gösterdiği kurnazlıktır. İngilizlerin müttefiklerle birlikte Almanlara karşı kazandıkları savaş sonrası, VVinston Churchill’in şu sözü oldukça dikkat çekmiştir. “Başka hiçbir alternatif kalmadığı zaman doğru şey yapacaksınız.” Stresle başa çıkmak için de başka hiçbir alternatif kalmadığı zaman doğru olanı yapmaktır. Doğru olan ise stresle başa çıkmaktan geçtiğidir. İçgüdüsel huzursuzlukla başlayan stres rüzgârlarının nedeni yanlışlıklarınız, hatalarınız, sorumsuzluklarınız sonucu içsel güdüleriniz sizi size şikâyet eder ve ederken acı verir. Bu duygular insanı öylesine sinsi bir şekilde kemirir ki bir zaman sonra hissettiğiniz stresin nedeninin bile nereden geldiğini tanımlayamaz ve stres içinde boğulursunuz.

Sorumluluk almaktan asla çekinmeyin. Bu ne demek? Sorumluluk almamak diye bir lüksümüz var mı? Elbette ki sorumluluk alacak ve gerekeni yerine getireceğiz. Peki neden bu söz dolaşıp durur ortalıklarda. İşgüzarlık işte. İşgüzarlık olarak değerlendirilse de öyle değil işte. İnsan genelde sorumluluk almaktan çekinir ve riske girmek istemez. Bunu bir tarafa bırakalım sorumluluğun ne demek olduğunun bilincinde olmayan, yakın çevremizde bile o kadar insan var ki. İşin aslına bakarsak istemesek de almak zorunda olduğumuz sorumluluklar var. Ancak insan istemediği halde almak zorunda olduğu sorumluluklardan hoşlanmadığı gibi tepki göstererek duygularını belli eder. Burada yapılması gereken bütün zorluklarına rağmen yaşamı kolaylaştırmak adına sorumlulukların yerine getirilmesi konusunda karakter yapısı oluşturmaktır. Bunun için de hayata bakış açımızı değiştirmemiz gerekir. Yaşanan acılar ve stresin yıkım nedenleri dikkate alınırsa, bakış açısını değiştirmemiz hiçte zor olmaz. İşte o zaman hiç kimse bize “sorumluluk almaktan çekinmeyin” diye bir şey söyleyemez.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir