Ankara da 8 gezi rotası

Ankara da 8 gezi rotası

Şehir merkezinde pek çok doğal güzelliğe sahip olan Ankara, yakın çevresinde de tabiatın tüm güzelliklerine sahip. Bir iki saatlik bir yolculuğun ardından ulaşabileceğiniz gezi rotalarında doğa ile iç içe bir gün geçirip, tarihe doğru bir yolculuğa çıkabilirsiniz.

1- KARAGÖL

Çubuk ile Kızılcahamam arasında, Kavak Dağı ile Yıldırım Dağı eteğinde küçük fakat çok derin bir krater gölü olan Karagöl’ün şehir merkezine uzaklığı 80 kilometre.

Gölün çevresi doğal güzelliğe sahip. Her iki tarafı dağ yamaçlarına yaslı olup, etrafı çam ve dağ kavağı ile çevrili. Göl kenarındaki ormanların içinde kaynak suları var ve bu sular çıkış noktasında oldukça soğuk. Hatta kayaların aralarından çıkan suyun son derece soğuk olmasından dolayı Ağustos ayında dahi donduğu görülüyor.

2- KIZILCAHAMAM

Başkent’in oksijen kaynağı Kızılcahamam, şifalı suları ve termal tesisleriyle her mevsim çok sayıda ziyaretçi ağırlıyor. Dağlık ve ormanlık bir ilçe olan Kızılcahamam, 1712 kilometrekarelik bir alanı kaplar, iç Anadolu ile Karadeniz arasında geçişi sağlıyor. Köroğlu Dağları ilçenin en önemli dağı, Sakarya Irmağı’nın kollarından biri olan Kirmir Çayı da ilçedeki en önemli akarsudur, ilçede bir çok hastalığa deva olan şifalı sular, ilkçağdan beri kullanılagelmiştir. Başta romatizmal olmak üzere bir çok derdine deva arayan hastalar özellikle yaz mevsiminde ilçeye gelip 1-2 haftalık sürelerle kalırlar.

3- TUZGÖLÜ

Yüzölçümü bakımından Türkiye’nin ikinci büyük ve en sığ gölü olan Tuz Gölü, İç Anadolu Bölgesi’nde Ankara, Konya ve Aksaray illerinin sınırının kesiştiği yerde yer alıyor. Türkiye’nin tuz ihtiyacının %40’ü bu gölden sağlanıyor. Göl, özellikle fotoğrafçılarında en sevdiği mekanlar arasında.

4- AYAŞ

Beypazarı Yolu üzerindeki Ayaş, küçük bir Anadolu kasabası. 9 bin nüfuslu ilçe domatesiyle ünlü. Ayaş ayrıca Beypazarı evleri gibi eski Ankara evlerinin örneklerinin görüldüğü yerlerden.

Vadi tabanındaki çarşı alanının çevresinde ve kuzeyde vadi yamaçlarında organik bir dokuda yoğunlaşan Ayaş evleri de mimari özellikleri açısından geleneksel Türk evlerinin tipik özelliklerini taşıyor. Genellikle iki katlı ve yarı kargir, yarı ahşap olan evlerin zemin katında ahır, kiler ve büyük evlerde hizmetkar odası gibi mekanlar bulunuyor. Asıl yaşama alanı olan üst katlarda sofa etrafına konumlanan iki veya üç odanın yanı sıra mutfak ve tuvalet-banyo gibi servis mekanları yer alıyor. Bütün mekanların üstü tavanla örtülü. Dış yapıda balkon biçiminde çeşitli türde çıkmalar ve ahşap kafesli pencereler görülüyor.

5- NALLIHAN

Kuş Cenneti olarak da bilinen Nallıhan, Ankara’ya 130 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Her mevsim farklı güzellikleri sunan Nallıhan, Türkiye’nin en önemli kuş cennetlerinden biri olma özelliği taşıyor. Kuş cenneti 185 kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Kışın, sıcak bölgelere göç eden kuşlar, havaların ısınmasıyla birlikte tekrar Nallıhan’a dönüyor.

6- BEYPAZARI

Şüphesiz ki Ankara’nın en ünlü ilçesi Beypazarı. Şehre 100 kilometre uzaklıktaki ilçe, tarihi evleri, geleneksel el sanatları ve mutfağıyla turist akınına uğruyor. Yıllar boyu gümüşü, bakırı, demiri, deriyi, ipeği işleyen Beypazarı halkı bu sanatlardan geçimini sağlamaya devam ediyor. Günlük yaşamın bir parçası olarak karşımıza çıkan el emeği göz nuru ürünler yalnızca turistlere hitap etsinler diye işlenmemekte; aynı zamanda, yöre halkının ihtiyaçlarına cevap vererek bir gelir kaynağı teşkil ediyor. Telkari, Beypazarı’na Ahilik yoluyla kazandırılmış bu sanat Beypazarılılar için oldukça eski bir uğraş. Telkari işçiliğiyle kemer, kolye, bilezik, küpe, iğne, başlık gibi takı ve aksesuarlar yapılıyor.

7- ELMADAĞ

Ankara’ya 18 kilometre mesafede bulunan Elmadağ Kayak Merkezi, Başkentlilerin kayak ihtiyacını bir nebze de olsa karşılıyor. Kayak Merkezi, Elmadağ’ın kuzey yamaçlarında, 1500-1850 metre arasında bulunuyor. 548 metre uzunluğunda saatte 720 kişi kapasiteli bir adet teleski yer alıyor. Merkezde bazı üniversitelere ait kayak evi ve bir otel bulunuyor. Elmadağ Kayak Merkezi’ne üniversitelerin servis araçlarıyla yada özel taşıtlarla ulaşmak mümkün.

8- ALTIN KÖY

Altındağ ilçesinde bulunan Altınköy Açık Hava Müzesi, yaklaşık 2 yıllık bir çalışmanın ürünü. 2012 yılında inşaatına başlanan proje, 2014 yılında tamamlandı. 500 dönüm büyüklüğünde bir arazi üzerine kurulan Altınköy, Türkiye’nin ilk açık hava müzesi olma özelliğini de taşıyor. Yaşayan müze Altınköy Açık Hava Müzesi’nde, kaybolmaya yüz tutmuş kimi meslekler de yaşatılıyor. Köy içinde çalışan nalbant, kalaycı, dokumacı, demirci, değirmenci, fırıncı, köy bekçisi, köy muhtarı, kahveci, bakkal ve seyis, çoban bugün şehirlerde pek rastlamadığımız ritüelleri günümüze taşıyor.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir