Beyin Gücümüz ve Stres

Beyin Gücümüz ve Stres

BEYİN GÜCÜMÜZ VE STRES

Beyin gücü denince aklıma bir sürü deha geliyor. Bu insanlar kendilerine inanmış ve içlerindeki gücü hissetmişlerdir. Her ne olursa olsun doğru ya da yanlış karar verseler de kararlarından asla dönmemişlerdir. İsteklerinin gerçekleşmesi için tüm güçleriyle çalışıp amaçlarına ulaşmışlardır.

İnsanın kendisine referans olma durumu, sorularına doğru yanıt almasıyla nasıl bir strateji belirlemesi konusunda çok önemli bir danışmadır inanç. Emin olma (inanç) duygusuyla başlanan işlerdeki başarı oranının daha yüksek olduğunu görüyoruz; çünkü inanmıştır, emindir. Çünkü emin olmanın verdiği güvenle işine daha sıkı sarılır. Yaptığı işte tek yol vardır, sağa sola bakmadan doğru hedefe ilerleyen adımlarla yürümek. İnancın bir de kişisel beceri geliştirme konusunda pozitif etkileri var. İçsel güvenin (inancın) görünmeyen güçlere olan katkısıyla görünür hale dönüşmesi konusundaki çabalar, güçler dengesini alt üst edebilecek beceriler geliştirir.

Stres

Beyin gücümüzün farkında olalım ya da olmayalım kararlılığımız, hayatın bir oyun olmadığından yana olmasıdır. Konuyla bağlantılı olacağı için aktarmak istiyorum. Yılar önce “hayat bir oyundan ibarettir” adında bir tiyatro izlemiştim, oyun tiraji-komik başlamasına rağmen, trajediyle sona erdiğinde şaşkın, ancak çok hüzünlü bir duygu yoğunluğu hissetmiştim. Hayat bu kadar hiçe sayılabilir miydi? Hayat bu kadar değersiz miydi? Her şey nasıl tesadüflere bırakılırdı?

Algılayamadığım ve algılamakta zorlandığım hayatı bir eğlence olarak görmek de işin bir başka trajik yanıydı. Çünkü hayat boş vermişliğin sorumsuzluğunu kaldıramayacak güçsüz, sorumluluğun o ağır yükünü yükseltecek becerilerle doluydu. Oyun sonunda evin yolunu tuttuğumda yağmur damlaları farların ışıklarında parlarken, hayatın sanıldığı kadar acımasız olmadığını, insanın yaşadıklarının mimarının kendisi olduğunu ve her zorluğu kendisinin yarattığını düşünüyordum.

Beyin gücümüz insanın görünmeyen iki gücünden sadece bir tanesi, İkincisi ise kalp gücü, yani inancın gücüdür. “Sana bütün kalbimle inanıyorum” örneğinde olduğu gibi, ne var ki bu iki güç birbirinden bağımsız hareket eder ve her ikisi de bildiğini okur, oysa asıl olan her ikisini bir araya gelerek karar vermeleridir.

Bir şey yapmak istiyorsanız, ilk önce kafa yapınızı yapmak istediğiniz konuya odaklamalısınız, gerekirse kafa yapınızı değiştirmelisiniz. Başarıya giden yola çıkmadan önce yapmanız gereken bir takım hazırlıklar olmalı. Sıralarsak birincisi, yapmak istediğiniz konuyu kafanızda netleştirme-li, yapmak istediğiniz konuya sevgi duyarak enine boyuna düşünüp netleştirmelisiniz.

Pantolonumuzdaki küçük bir lekeye dikkat kesilir çıkarılıncaya kadar rahatsız oluruz, çünkü o leke göz zevkimizi bozacağı gibi karşımızdakilerin hakkımızdaki düşüncelerinden tedirgin oluruz. Pantolonunda lekeyle dolaşan biri izlenimi vermek hakkımızdaki kararları olumsuz etkileyeceğinden hoşumuza gitmez. İnsan bu iste, çok farklı özelliklerimizden birisidir, insanları önemsemez görünmek, ama hakkımızdaki düşüncelerinin pozitif olmasını bekleriz.

Strese tepki

Strese karşı duyulan tepki, nefrete nefretle cevap şeklinde olmamalıdır; çünkü stres boşuna gelmemiştir, mutlaka aksayan bir tarafımız vardır. Dolayısıyla setresi sağduyumuzu kullanarak karşılamalı, soğukkanlılıkla değerlendirmeli ve stres nedenlerine karşı çözüm alternatifleri üretmeliyiz.

İnançlarımız uğruna bir takım kararlar alır, kendimize bir takım yaptırımlar uygulamaya çalışırız ve iyi bir şey yapmış gibi övünerek kendimizi sınırladığımızın farkına varmayız. Nedense insanın kendisini iyi hissetmesi için pozitif kararlar almasının zor olduğunu, negatif karar alma konusunda ise çok daha başarılı olduğunu görüyoruz. Aslında bu konu çok iyi analiz edilerek uzun uzun düşünülmesi gereken bir konudur. Neden diye yoğun sorgulamalar içerisinde doğru bir yol bulunulmalıdır, daha doğrusu bulmak zorundayız. Öncelikle ne yapılırsa yapılsın, asıl yapılması gereken kendimiz konusundaki gözlemimiz ve kendimize acımasız dav-ranmamızdır. Bunu başardığımız takdirde yapmamız gereken, içinde bulunduğumuz ruh yapımız başta olmak üzere, kendimizde değişmesi gereken bir şeyler olduğunu tespit ederek, nasıl değiştirebileceğimize karar vermeliyiz. Bu konuda karar verebilmek çok önemlidir; çünkü doğru karar alınmışsa kendinizi yönetme ve yönlendirme becerisi konusunda yetenekli görebilir ve hemen değişmesi gereken özelliklerimizi değiştirmekle başlayabiliriz. Değişim sürecinin başladığı andan itibaren hissedeceğiniz pozitif enerjinin sizi doğru yönlendireceğinden emin olabilirsiniz, çünkü işin özü eksiklerimizin farkında olmak ve değişmesi konusunda doğru karar vermek, gerisi sadece uygulama aşamasına kalıyor, ancak yinede dikkat.

Beni en çok yaptığım iyi şeylerin farkına vardığım zamanlar mutlu etti. Ardından hayal dünyamda renkli tablolar oluşturarak ileriye doğru planlar yapmaya başladım, belki küçüktü; ama o küçük kıvılcımlar bana güç vermiş, kendime olan güvenim artırmıştı, bilinçaltı hissettiğim duygular kulağıma “başarabilirsin” diyordu. Daha hiçbir şey net değildi; ama henüz şekil almaya başlayan hayallerin coşkusunu hissediyordum. Bir konuda başarılı olmak için elbette ki coşku önemlidir; ancak kendinize olan güveninizin her zaman ve olası aksiliklere rağmen kendinize kuracağınız hayal dünyasında bir sevgi tahtı oluşturmalısınız. İnsanın her zaman ihtiyaç duyacağı motivasyon ve pozitif enerji kaynağını kendiniz hazırlarsanız, yapmaya çalıştığınız işi artık bir oyun gibi görebilir, başarı konusunda ise taviz vermeyen protest davranışlarla istediğiniz hızda yol alabilirsiniz.

 




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir