Greyfurt’un Faydaları – Greyfurt Suyu

Greyfurt’un Faydaları – Greyfurt Suyu

Greyfurt’un Yararları

GREYFURT YETİŞTİRİCİLERİ GÜLSELER Mİ AĞLASALAR MI BİLEMEZLER. BU MEYVEYİ yemenin ya da suyunu içmenin kandaki kolesterolü düşürdüğününe dair bazı kanıtlar var. Ancak greyfurtun yüksek kolesterolle mücadele etmek için kullanılan statin de dâhil olmak üzere belli başlı ilaçların etkisini azalttığını gösteren bazı can sıkıcı çalışmalar da mevcut. Bu nasıl bir bilmecedir! Meyve suyundan mı vazgeçelim, ilacı mı bırakalım? Tahmin edebileceğiniz gibi durum ilk bakışta görünenden çok daha karmaşık.

Greyfurt'un Yararları

“Etanol-ilaç etkileşimi üzerinde yaptığımız çalışmada, turunçgil meyve sularının bazı ilaçlar alındıktan sonra etkinleşmesi için gereken süreyi büyük ölçüde arttırabileceğini gösterdiğini tesadüfen bulduk.” Dünyanın en saygın tıp dergilerinden biri olan The Lancet’te 1991 de yayınlanan bir makale böyle başlıyordu. Dr David Bailey ve Batı Ontario Üniversitesindeki meslektaşları tansiyon düşürücü bir ilaç olan felodipin üzerinde çalışıyor ve bu ilacın alkolle etkileşim içinde olup olmadığım merak ediyorlardı. Çift-kör bir deney yapmaya karar verdiler; bazı denekler ilacı alkolle birlikte, bazıları da alkolsüz alacaktı. Bu, alkolün tadının gizlenmesi gerektiği anlamına geliyordu ve birkaç deneyden sonra Dr Bailey bu işi greyfurt suyunun yapabileceği sonucuna ulaştı. Alkolün hiçbir etkisinin olmadığını gören araştırmacılar şaşırdı. Ancak her iki grupta da felodipinin kandaki seviyesi beklenenin üç katıydı. Bailey, bir şeyler bulduğunun farkındaydı. Ve sonuna kadar mücadele etmeyi kesinlikle seviyordu. Ne de olsa kendisi, bir mili dört dakikanın altında koşan ilk Kanadalı’ydı!

Bu aşamada, hırslı bilimadamı kendi kendisinin kobay faresi olmaya karar verdi. Bir gün felodipini suyla aldı, ertesi gün greyfurt suyuyla. Her seferinde kan örneğini de alarak ilacın seviyelerinin ölçülmesi için teste gönderiyordu. “GreyfurVetkisi’ni doğrulamak için sonuçlan beklemesine gerek yoktu. İlaçları greyfurt suyuyla birlikte aldıktan sonra kendini halsiz ve sersemlemiş hissediyordu; düşük tansiyonun klasik belirtileri. Felodipinin greyfurt suyuyla birlikte alındığında kan basıncını beklenenden daha fazla düşürdüğü açıkça görülüyordu. Hemen akla gelen bir dizi soru vardı. Greyfurt suyu hangi işleyişle ilacın etkinliğini yükseltiyordu? Diğer meyve sularının da böyle bir etkisi var mıydı? Peki ya diğer ilaçlarla etkileşimler? Meyve suyu ilaçla birlikte değil de gün içinde başka bir zaman alınsa ne olurdu? Bu işte bir hayır var mıydı? Greyfurt suyuyla birlikte alındığında ilacın dozajı azaltılabilir miydi?

Tahmin edileceği gibi The Lancet’teki makale bir dizi araştırmayı da beraberinde getirdi. Çok geçmeden yapılan çalışmalar, yalnızca greyfurtun bu sıradışı etkiye sahip olduğunu gösterdi. Greyfurta özgü bazı bileşikler, bağırsakların duvarında bulunan bir enzim olan CYP3A4 un hareketini engelliyordu. Bu enzim bedenin detoksikasyon sisteminin bir parçasıdır ve ilaç gibi davetsiz misafirlerin içeri girişini engeller. Hareketi azaltıldığında bu tür yabancı maddelerin kandaki seviyelerinin artması beklenir. CYP3A4, pek çok ilacın metabolizmasına dâhil olarak bilindiğine göre araştırmacılar felodipinin “greyfurt etkisi” gösteren tek ilaç olmayacağı sonucuna vardı. Gerçekten de değildi. Kalp atışını düzenleyen ve bağışıklık sistemini koruyan östrojen takviyelerinden AIDS tedavisinde kullanılanlara kadar ağızdan alman tüm ilaçlar greyfurt suyuyla etkileşime girer. Ve bunun etkisi en fazla 24 saat sürer. Bu da greyfurtu herhangi bir saatte içmenin CYP3A4 ile metabolize edilmiş ilaçlarla kontraendike olduğu anlamına gelir. Bu kategoriye hangi ilaçların girdiği, hangilerinin girmediği henüz net olarak bilinmediği için ve farklı kişiler farklı CYP3A4 seviyelerine sahip olduklarından dolayı bazı uzmanlar herhangi bir ilaç kullanırken greyfurt suyundan uzak durulmasım öneriyor. Buna bağlı olarak pek çok hastane de greyfurt suyunu mönülerinden çıkardı.

Greyfurt endüstrisi bunun haksız rekabet olduğundan şikâyet ediyor. Şirket sözcüleri birçok ilaçla yiyecek arasında etkileşim olduğunu ileri sürüyor, ki haklılar. Süt ürünleri bazı antibiyotikleri engelleyebiliyor, brokoli antikoa-gülanların etkisini azaltabiliyor, tiramin açısından zengin olan yiyecekler (eski kaşar, kırmızı şarap, soya sosu, lahana turşusu, salam) monoamin oksidaz in-hibitörü türevi antidepresanlarla birlikte yendiğinde tansiyonu aşırı yükseltebiliyor ve konjestifkalp yetmezliği için alınan digoksinin emilimi yulaf ezmesi gibi tahıllar tarafından sekteye uğratılıyor. Bilgilerin tümü gerçeklere dayalı ancak bu tür etkilerin varlığı greyfurtu temize çıkarmıyor.

Daha önce de sözünü ettiğimiz gibi greyfurt suyu kolesterolü düşürüyorsa neden statini tamamen unutup yalnızca greyfurt suyu içmiyoruz? Yalnızca günde bir tane kırmızı greyfurt yemenin “kötü kolesterol” olan LDL’yi yüzde 20 gibi bir oranda düşürdüğünü söyleyen İsrailli araştırmacı Shela Gorinstein’m çalışmasını okuduktan sonra pek çok insan bu soruyu soruyor. Bunun da ötesinde kırmızı greyfurt trigliseridleri de belirgin bir biçimde düşürüyor. Ama bir dakika. Gorinstein’m deneklerinin hepsi yakın zamanda bypass ameliyatı geçirmişler, statine karşı dirençleri var ve yağdan yalnızca % 9 kalori alacak şekilde diyet yapmışlar. Dolayısıyla bu sonuçlar, yüksek kolesterol teşhisi konulmuş ortalama bir Kuzey Amerikalı ile çabucak örtüştürü-lemiyor. Peki, bu kişi ne yapsın? Önce doymuş, trans yağların düşük olduğu, bol bol meyve, sebze ve yulaf içeren bir diyet uygulasın. Ve evet, greyfurt da yesin! Biraz hurma, biraz pomelit (greyfurtla pomelo arası bir meyve) atıştırsın, bir bardak hafif Alman birası içsin, tüm bunlar Gorinstein’m kalp hastalığı riskini azaltmak için önerileri. İşe yaramazsa, gelsin statinler. Ancak şimdilik yanında greyfurt suyu olmasın. Bu koşul ileride değişebilir. North Carolina Üniversitesinin araştırma görevlileri furanocoumarinleri greyfurt suyunun içindeki başbelası bileşikler olarak tanımladılar ve bunların ortadan kaldırılabileceğini öne sürdüler. Elde edilen meyve suyunun ilaçların kandaki seviyelerine hiçbir etkisi olmuyordu. Bu araştırmanın başka bir faydası da olabilir. Belki furanocoumarinler ilaçlara eklenerek ihtiyaç duyulan dozun ve yan etkilerin riskinin azaltılması sağlanabilir. Bu gelişmeler greyfurt yetiştiricilerinin keyfini biraz olsun yerine getirecektir.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir