Ispanak, Mısır, Balkabağı ve Lütein

Ispanak, Mısır, Balkabağı ve Lütein

ISPANAK, MISIR, BALKABAĞI VE LÜTEİN

DAHA İYİ GÖREBİLMEK İÇİN İSPANAK, MISIR YA DA BALKABAĞI YEMEK Mi? ÇOK İNANdırıcı gelmedi size, değil mi? Gelin olgusal gerçeklere bir göz atalım. Ama ilk olarak görme duyusunu biraz tanımamız gerekiyor. Her şey ışığın kornea denen kubbe şeklinde transparan bir perdeden geçerek göze girip oradan da mercek denen başka bir saydam katmandan geçmesiyle başlar. Kornea ve mercek, ışığı gözün arka kısmını kaplayan retinanın üzerine yansıtır ve retina da bu ışığı beyin tarafından görüntü olarak kaydedilen sinir sinyallerine dönüştürür. Miyopluk ya da yakını görememe, görüntünün retinanın önüne düştüğü durumlarda meydana gelir. Bunun nedeni korneanın fazla eğrilmesi ya da gözün kendisinin uzamış bir şekle sahip olması olabilir. Retinanın merkezindeki makula, karşıdaki görüntüyü görmemizden sorumludur. İyi çalışmazsa görsel alanın merkezi bulanıklaşır.

Ispanak, Mısır, Balkabağı ve Lütein

Bu tür bir “maküler dejenerasyon” 65 yaşın üzerindeki nüfusun yüzde 20’sini etkiler ve genellikle belirgin görme kayıplarına neden olur. Makulanın dejenere olmasına yol açan şey nedir? İlk ipucu 1980’lerde makula üzerinde yapılan ve lütein ve zeaksantin adlı iki renk hücresinin varlığını ortaya çıkaran bir kimyasal analizle elde edildi. Sağlıklı gözleri olanların makulalarında bu maddelerden maküler dejenerasyona sahip insanlarınkinden daha fazla mevcuttu. Hem lütein hem de zeaksantin ışığı emer, özellikle de mavi dalga boyundakileri. Bu dalgalar, görünür spekt-rumda en aktif olanlardır ve makula yıllar boyunca bunlara maruz kaldığında büyük olasılıkla zarar görür. Lütein ve zeaksantin içeride güneş gözlüğü işlevi görürler ve zarar verme potansiyeli olan ışınları filtre ederler. Asıl zarar ışığın gözdeki serbest radikalleri harekete geçirmesiyle meydana gelir ve sonunda makula hücreleri hasar görür. Lütein ve zeaksantin yalnızca mavi ışığı filtre etmekle kalmaz, aynı zamanda antioksidan ya da serbest radikal temizleyicisi olarak da görev yapar. Makulada bol miktarda çinko da bulunmuştur. Çinkonun görmedeki rolü henüz belirlenmemiştir ancak bazı enzimlerin doğru çalışması için çinkoya ihtiyaç olduğu bilinmektedir.

Makulanın kimyasından elde edilen ipuçlarına dayanarak maküler dejenerasyon için yararlı olacağı düşünülen bazı müdahaleler yapılabilir. Retinanın içeriğindeki lütein ve zeaksantini arttırmaya ya da antioksidanları ya da çinkoyu kullanarak zararın önüne geçmeye çalışabiliriz. 1994 yılında ABD de Ulusal Sağlık Enstitüsünün yan kuruluşu olan Ulusal Göz Enstitüsü antiok-sidan-çinko bileşimini bir teste tabi tutmaya karar verdi. Maküler dejenerasyona sahip 3600’ün üzerinde hasta kayıt altına alındı ve bu hastalara çinko ile beta karoten, E vitamini ve C vitamini gibi antioksidanlardan oluşan çeşitli bileşimler verildi. Bu bileşimlerden biri olarak 500 miligram C vitamini, 400 IU E vitamini, 15 miligram beta karoten, 80 miligram çinko ve 2 miligram bakır (çinko, önemli bir besin maddesi olan bakırın emilimiyle etki ettiği için) altı yıl boyunca günde bir doz alındığında maküler dejenerasyonu yüzde 25 oranında azalttı. O güne kadar yapılan hiçbir çalışma herhangi bir takviyenin alınmasıyla hastalığın önlebileceğini ortaya koymamıştı. Ancak lütein ve zeaksantin bakımından zengin bir beslenme biçiminin bunu başaracağına dair bulgular var.

Birtakım epidemiyolojik çalışmalar, lütein ve zeaksantin bakımından zengin besinlerden -özellikle ıspanak, mısır ve kara lahana- çok yemenin maküler dejenerasyon riskinin büyük oranda azalmasıyla bağlantılı olduğunu göstermiştir. Kontrollü deneyler kanıtları doğrulamıştır. Arizona Devlet Üniversitesinden Profesör William Hammond sağlam gözlere sahip gönüllülerden her gün mısır ve ıspanak yemelerini istedi ve maküler renk hücreleri dört hafta gibi kısa bir sürede önemli oranda arttı. Başka bir çalışmada maküler dejenerasyonun ilk evrelerinde olan 14 kişi, haftada ortalama beş porsiyon ıspanak yemeye başladıktan sonra bir miktar iyileşme gösterdi. Lütein ve zeaksantin takviyeleri kullanılabilir durumda olsalar da bir tartışmayı beraberlerinde getiriyor. Bir karotenoidin fazla miktarda alınması diğerlerinin emilimini engelleyebiliyor. Örneğin yüksek dozda lüteinin varlığı söz konusu olduğunda domatesteki likopen etkin bir şekilde emilemeyebiliyor. Lütein ve zeaksantin takviyeleriyle ilgili daha fazla araştırma yapılması gerekiyor. En iyisi bu karotenoidleri besinlerden almak. Bu durumda gözünüz yeşil ıspanak, sarı mısır ve portakal rengi balkabağında olsun. Alışveriş arabanızda ne kadar çok renk çeşidi olursa gözleriniz o kadar iyi görür.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir