Boşanan Eşlerde Olumsuz Davranışlar

Boşanan Eşlerde Olumsuz Davranışlar

Geçimsizlik çekilmez bir hal aldığı zaman eşler boşanmaktan başka çare bulamazlar. İstatistikler boşanmaların çoğunlukla çocuksuz veya tek çocuklu eşler arasında gerçekleştiğini göstermektedir. Boşanma kararı ile birlikte, pek tabidir ki, çocuğun kimde kalacağı tartışması gündeme gelir. Mahkeme, çoğu zaman, küçük çocukların annede kalmasına karar verir. Eğer annede ruhsal ve ahlaki bir bozukluk yoksa doğru olanı da budur. Ancak bazı anneler babaya çocuğunu görmeyi yasaklayarak bu avantajlarını intikam almak için kullanır; bununla da yetinmeyip babayı kötüler. Çocuk, babasını görmeyi arzuladığı halde, gerçek duygularım anneden saklar. Aynı şekilde boşanma bazı babalar da çocukla birlikte iken anneyi suçlayarak çocuğu kendi tarafına çekmek ister. Her iki durumda da çocuk diğer ebeveyni suçlayan anneye ve babaya saygı duymaz. Dahası tarafmış gibi davranarak ikiyüzlülük yapar. Gerçek duygularını gizler. Anneyi babaya, babayı anneye karşı kullanır.

Boşanan Eşler

Bazen karı koca aralarında anlaşarak kendi düzenlerini kuruncaya kadar, geçici bir süre için, çocuğu bir üçüncü kişiye (anneanneye veya babaanneye) bırakmayı tercih ederler. Düşük okul başarısı ve uyumsuz davranışları yüzünden bize getirilen bir erkek çocuğunu analiz ettiğimizde parçalanmış bir aileden geldiğini gördük. Çocuk babaannenin yanında kalıyordu. Baba yeni bir evlilik yapma hazırlığı içindeydi. Anne, geçimini temin etmek için, bir iş bulmuş çalışıyordu. Babaanne, çocuğa devamlı annesini kötülüyor, yabancı erkeklerle düşüp kalktığını söylüyordu. Çocuk bize getirildiğinde annesini öldürme planları kuruyordu.

Hırsızlık yapmaktan ve okul eşyasına zarar vermekten şikâyetle öğretmeni tarafından getirilen bir kız çocuğunu incelediğimizde yine dramatik bir boşanma olayı ile karşılaştık. Baba, aile reisi olma sorumluluğunu yerine getirmeyen, kumara ve alkole düşkün biriydi. Ailenin ihtiyaçlarını karşılamadığı gibi, eve gece geç saatlerde dönüyor, alkolün de etkisiyle huzursuzluk çıkarıyor, karısını ve çocuğunu dövüyordu.

Böyle bir insanla aynı çatı altında yaşamak istemeyen anne, çocuğunu alarak baba evine sığmıyor ve kısa bir süre sonra boşanma davası açıyor. Ancak, kadının babası bu evliliğe baştan itibaren karşı olduğu için torununu bir türlü kabullenmek istemiyor. “Bu evliliğin yürümeyeceğini sana söylemiştim; ama sen beni dinlemeyip o serseri ile evlendin. Sen benim evladımsın, yanlış da yapsan, sana sahip çıkmak benim görevim. Ancak, bir sarhoşun çocuğuna bakmak zorunda değilim; onu evime getirmemeliydin,” diyor. Sevgiye ve korunmaya en fazla ihtiyacı olduğu bir zamanda dedesi tarafından böyle dışlanan bir çocuğun ruh halini düşünün.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir