Körü ve Kürkümin Faydaları Nelerdir?

Körü ve Kürkümin Faydaları Nelerdir?

KÖRİ VE KÜRKÜMİN

ARTRİTLE SAVAŞIR. MEME KANSERİYLE SAVAŞIR. PROSTAT KANSERİYLE SAVAŞIR. KOLON kanseriyle savaşır. Alzheimerle bile savaşır! Sahte bir besin takviyesi markasının klasik reklam sloganlarına benziyor, değil mi? Aslında bu iddialar, halihazırda market raflarında bulunan bir madde için öne sürülüyor. Ve bu sözler reklamcılara değil, saygın bilimadamlarına ait. Ancak yine de temkinli davranıyor ve bugüne kadar toplanan kanıtların insanlar değil kemirgen hayvanlar üzerinde yapılan deneylerle elde edildiğini belirtiyorlar. Peki bu madde ne? Zerdeçal ya da Hint safranı denen, birçok yemeğe, özellikle de köriye lezzet katmak için kullanılan sarı baharat.

KÖRİ VE KÜRKÜMİN

Zerdeçal, zencefil familyasına ait bir Doğu Hindistan bitkisinin (Curcuma longa) kökünün öğütülmüş halidir. Kişniş, zencefil, çili, karabiber, kimyon, hardal, rezene ve kakule ile yapılan köri tozunun yüzde 20 ila 30’unu oluşturur. Ancak burada üzerinde durduğumuz zerdeçalin tadı değil, bazıları binlerce yıl önce Hindistan’ın antik Ayurveda tıp bilimi tarafından tanımlanan potansiyel sağlık etkileridir. Zerdeçalin mide rahatsızlıklarına, yaralara iyi geldiği ve “kanı temizlediği” söylenir. Bugün bu baharat Hindistan’da burkulma ve zorlanmalar için bir halk ilacı olarak kullanılır. Bu tür sorunlarda biz aspirin ya da diğer bazı steroid yapısında olmayan entienflamatuar ilaçlar (NSAID) kullanırız. Zerdeçalin içeriğinde benzer bir fonksiyona sahip bazı maddeler olabilir mi?

Modern araştırmalar, zerdeçalin ağırlığının yüzde 10’unu oluşturan ve sağlığa yararlı olmasını sağlaması bakımından en olası aday olan kürkümini tespit etmiştir. Laboratuar deneylerinde kürkümin, proinflamatuar prostag-landinlerin oluşumunu kolaylaştıran siklooksijenaz-2 enziminin (COX-2) faaliyetini engeller. Bu enzimi başka hangi kimyasallar engeller, tahmin edin. Aspirin de dâhil olmak üzere steroid yapısında olmayan entienflamatuar ilaçlar. Görüldüğü kadarıyla bu ilaçlarla kürküminin bir ortak noktası olsa da enflamasyonun tedavisinde başka bir rol daha oynar. COX-2’yi engelleme etkisine ek olarak zerdeçal aynı zamanda enflamatuar maddeleri kodlayan özel genleri harekete geçirmesiyle bilinen NF-B adlı proteinin üretilmesine de etki eder. Bütün bunları göz önünde bulundurursak Arizona Üniversitesindeki uzmanların ortaya koyduğu gibi zerdeçalin farelerdeki eklem iltihaplanmalarını önlemesine şaşırmamak gerekir. Standart dozlarda kürkümin kullanılarak insanlar üzerinde kontrollü deneylerin yapılması şart olmuştur.

Aspirin ve NSAID’lerin kullanımı ile kolon kanseri riskinin düşmesi arasında bir bağlantı vardır ancak bu ilaçların alınması ile ilgili risk, özellikle de mide kanaması riski, hastalıktan korunmak için alınmasını imkânsız hale getirir. Kürkümin daha güvenli bir koruma sağlayabilir mi? Sağlaması imkân dâhilindedir. Epidemiyologlar, halkın günde ortalama 2 ila 3 gram (200 ila 300 miligram kürkümin içeren) zerdeçal tükettiği Hindistan’daki kolon kanseri vakası sayısının Batı’dakinin kabaca sekizde biri olduğunu belirtmişlerdir. Bu, yalnızca tesadüfi bir bağlantı olmayabilir, en azından Johns Hopkins Tıp Okulunda yapılan küçük bir klinik deneye göre. Geçmişte bağırsağında kansere dönüşme olasılığı olan polipler bulunan beş hastaya günde üç sefer 480 miligram kürkümin ve 20 miligram kuersetin verildi. Kuersetin, genellikle elma, soğan, çay ve narenciyelerde bulunan bir antioksidandır ve kolon kanseri riskinin düşürülmesiye ilişkisi vardır. Altı ay süren tedaviden sonra hastaların beşinde de daha küçük ve daha az miktarda polip saptandı. Deneyde kullanılan kuersetin miktarı besinlerden kolayca alınabilirken kürkümin köriden alınabilecek dozdan çok daha fazlaydı. Yine de bu küçük deney, düzenli kürkümin tüketiminin kolon kanserinin önlenmesinde etkili olabileceği fikrini destekliyor.

Hintlilerde bizim dörtte birimiz kadar meme kanseri, 20’de birimiz kadar prostat kanseri vakası olduğuna göre araştırmacılar burada da gözlerini umutla zerdeçale çevirmişlerdir. Houston’daki M.D. Anderson Kanser Merkezinden Dr Bharat Aggarwal, zerdeçalle ilgili belki de dünyanın önde gelen otoritesidir. Dr Aggarwal, hastalığı akciğerlerine sıçramış bir hastadan alman meme kanseri hücrelerini farelere enjekte etti. Farelerin geliştirdiği tümörler meme ameliyatı yapılıyormuş gibi alındı. Daha sonra hayvanların tedavisi için bazılarına kürkümin, bazılarına yaygın olarak kullanılan kanser ilacı paclitaxel (Taxol) verildi, bazılarına ikisinin birleşiminden oluşan bir tedavi uygulandı, bazıları ise hiç tedavi görmedi. En etkili tedavi kürkümin ile ilaç karışımıydı, hayvanların yalnızca yüzde 22’si akciğer kanseri geliştirdi. Asıl şaşırtıcı olan, kürküminin tek başına paclitaxelden daha etkili olmasıydı.

Rutgers Üniversitesinden araştırmacılar da farelerde prostat kanserini tetiklediklerinde benzer sonuçlar elde ettiler. Bu kez brokoli, karnabahar ve lahana gibi “haç yapraklı” bitkilerin içeriğinde bulunan bir antikanser bileşen olan fenetil izotiyosiyanat (PEITC) ile kürküminin etkilerini araştırıyorlardı. Farelere dört hafta boyunca haftada üç kez enjekte edilen kürkümin ve PE-ITC bileşiminde en güçlü tümör geciktirici etkiler saptandı. Bu tür deneyleri insanların şartlarına uyarlamak zor olmakla beraber çalışma haç yapraklı sebzelerle zerdeçalin düzenli olarak tüketilmesini desteklemektedir.

Böyle bir beslenme biçimi, Alzheimer hastalığının ayırıcı özelliği olarak beyinde oluşan amiloyit plakasının oluşumunu engellemeye bile yardımcı olabilir. Kürküminle beslenen fareler, beyinlerine beta amiloyit enjekte edildikten sonra normal beslenen farelere göre daha az plaka oluşturdu. Aynı zamanda kürküminle beslenen fareler labirentte uygulanan hafıza testlerinde diğer fareleri geçtiler. Bütün bunları aklınızda tutmakta zorlanıyorsanız belki siz de zerdeçalden yardım alabilirsiniz.

Bu aşamada, zerdeçalin belli miktarlarda tüketilmesi ile ilgili tavsiyeler verecek kadar bilgi yok elimizde ama öğünlerinize zerdeçalle tatlandırılmış sebze yemekleri eklemek kesinlikle iyi bir fikir. Biraz pulbiber eklemeyi de unutmayın. Kürküminin emilimini bin kat arttırıyor. Ancak nasıl yediğinize dikkat edin. Zerdeçal, kumaşların üzerinde çıkarılması zor bazı lekeler bırakabilir. Hemen paniğe de kapılmayın! Lekeleri ıslatarak deterjanla ovarsanız hiçbir sorun kalmaz. Ya da yüzde üç oksijenli su da işinizi görür.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir